Cildimizin Gizli Muhafızı: Mikrobiyom

Mi̇krobi̇yom

Mikroorganizmalar her yerdeler… Havada, suda, toprakta ve tabii ki bedenimizde… Bunlardan bir kısmı sağlığımıza zararlı iken bazıları vücudumuzla dost olmayı başarmış, hatta bize fayda bile sağlıyor…

İnsan vücudunda, hücre sayısından çok daha fazla mikroorganizmanın bulunduğunu biliyor muydunuz? Öyle ki bu sayının 100 trilyona kadar varabileceği, ağırlığının yaklaşık 2 kg olduğu ve en az 300-1000 türe ait olduğu tahmin ediliyor. Mikroorganizmalar, vücudun sağlıklı kalmasında önemli rollere sahipken bazen de enfeksiyonların baş kahramanları olarak karşımıza çıkabiliyorlar. Anlıyoruz ki bu minik varlıklardan kaçış yok…

Sağlık ve mikrobiyom ilişkisi

Vücudumuzu paylaştığımız yararlı, zararlı ve zararsız mikroorganizmaların tümü mikrobiyom olarak adlandırılıyor. İnsan mikrobiyomunun büyük kısmı başta mide-bağırsak sistemi olmak üzere deri, genital-üriner sistem ve solunum sisteminde bulunuyor. Mide-bağırsak sistemi yaklaşık 200 m2 gibi geniş bir yüzey alanına sahip ve mikroorganizmalar için zengin besin öğeleri içermesi nedeniyle en uygun ortamı sunuyor. Gastrointestinal sistem ve beyin arasında olan çift yönlü sinyal dengesini düşündüğümüzde, mikrobiyomun mental salğık için de hayati rol oynadığını tahmin ediyor bilim insanları. Bağırsak mikrobiyomu ayrıca sistemik iltihap, oksidatif stres, glisemik kontrol ve doku yağ içeriğini etkileme yeteneğine de sahip.

Mikrobiyata dinamik bir yapıya sahip, yaşam boyunca duruma, koşullara göre değişebiliyor. 

Bakteriler hem dost hem düşman

Helikobakterlerin ne olduğunu pek çoğumuz artık biliyoruz. Barry J. Marshall ve J. Robin Warren isimli iki bilim adamı, helikobakterlerin ülsere yol açtığını kanıtlayarak 2005 yılında Nobel ödülüne layık görülmüşlerdi.  Bu, bilim dünyasında yeni ufuklar açarak pek çok hastalığın nedenleri ile vücuttaki mikroorganizmalar arasında bir ilişkinin olabileceği konusundaki çalışmaları hızlandırdı. Yapılan bir çalışmada ülserin antibiyotiklerle tedavisine ek olarak Lactobacillus ve Bifidobacterium içeren probiyotikleri de kullanan grupta, hastalığın tedavi oranının çok daha yüksek olduğu görüldü. Bu çalışmalar sayesinde; bakterilerin hastalıkları olduğu kadar sağlığımızı da desteklediğini açıkça görebiliyoruz… 

Probiyotikler; sağlığımızın cesur muhafızları…

Probiyotikler genel sağlığımız için oldukça önemli. Bunlar yoğurt, kombucha, kimchi ve kefir gibi fermente yiyecek ve içeceklerde bulunan sağlıklı bakteriler. Bu yararlı bakteriler, bağışıklık sistemine destek oluyor ayrıca zararlı mikroorganizmalarla yarışarak onların bağırsak epitellerinden dolaşım sistemine girmelerini engelliyorlar. Probiyotiklerin düzenli tüketimi kötü bakterileri bağırsaklarımızdan uzak tutmaya yardımcı olurken vücudumuz içeriden adeta “güçleniyor”…

Probiyotikler, egzama gibi cilt rahatsızlıklarından üst solunum yolları enfeksiyonlarına, hatta zatürre gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Aynı zamanda probiyotiklerin, bu hastalıklara yakalanma ihtimalini azalttığı ve koruyucu etki gösterdiği de ispatlanmış. Probiyotiklerin cilt üzerine olan etkileri de tabii ki araştırma konularından biri, hatta yaşlanma karşıtı etkileri üzerine de çalışmalar var. 2015 yılında yapılan bir çalışmada bir tür probiyotik olan “lactobacillus plantarum”un cilt nemini iyileştirdiği ve yaşlanma önleyici etkiye sahip olduğu bulundu. 12 hafta boyunca probiyotik alan grupta; yüz ve ellerde kırışıklık derinliğinde belirgin bir azalma olduğu ve cilt parlaklığının da önemli ölçüde iyileştiği görüldü.

Oral kullanımının bu kadar fayda sağladığı probiyotikler, artık cilt bakım ürünlerine de ekleniyor. Hatta Amerikan Dermatoloji Akademisi’nde yapılan araştırmalar, cilt üzerine uygulanan probiyotiklerin cilt sağlığı üzerinde olumlu etkileri olabileceği, akne ve rosacea (gül hastalığı) gibi cilt rahatsızlıklarının tedavisinde etkili olabileceğini ortaya koyuyor.

Probiyotikler ve cilt bariyeri

Bilindiği üzere yoğurt, kefir gibi probiyotikler eskiden beri yüz maskelerinde kullanılmakta… 1999 yılında Di Marzio ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışma; çoğunlukla yoğurtta bulunan laktik asit bakterilerinin cilde krem ​​olarak 7 gün boyunca uygulandığında, cildin onarılmasına ve nemlenmesine yardımcı olan seramid üretimini artırabildiğini gösteriyor. Bu da probiyotiklerin cilt güzelliğini desteklediğinin altını çiziyor. 

Cildimizde de mide ve bağırsaklarımız gibi milyonlarca mikroflora popülasyonu bulunuyor. Cilde uygulanan probiyotikler bu kez deri üzerindeki mikrobiyomu desteklemeye ve güçlendirmeye yardımcı oluyor. Bazı zararlı mikroorganizmalar geçici olarak cilt üzerine geliyor ve bunlar dengeyi bozarak çeşitli problemlere neden olabiliyorlar. Bunun yanında çevresel faktörler (kullanılan kozmetikler, UV ışınları, hava kirliliği vs.), stres de mikrobiyomu olumsuz etkileyebiliyor. Cilt mikrobiyomu dengede olmadığında iyi mikroflora kötüleşiyor ve akne, kırmızı ve hassas bir cilt yapısı ortaya çıkabiliyor. Probiyotiklerle zenginleştirilmiş bakım ürünleriyse, bu mikroflorayı yeniden yapılandırarak cilt bariyerini güçlendiriyor.

Çevresel faktörlerin giderek daha da olumsuzlaştığı bugünlerde probiyotiklere hayatımızda daha fazla yer açma zamanı… Hem probiyotik besinler ile bedenimizi içten güçlendirmek hem de cildimizi probiyotik ilaveli doğal bakım ürünleri ile beslemek eminiz ki hepimize çok iyi gelecek…

Probiyotiklerin faydalarını sizlere sunmak için özenle çalışıyoruz… Kombuchayı içecek olarak sunmanın yanında kombucha içeren bakım kremleri de hazırladık. Kombucha, içerdiği mineraller ve kıymetli organik asitlerle cilt üzerinde oldukça olumlu etkilere sahip. Kremlerimize ayrıca faydalı, değerli yağları da ekledik. Kombucha etkili yüz bakım serimizi denemenizi tavsiye ederiz…

Kaynaklar:

Lee DEHuh CSRa JChoi IDJeong JWKim SHRyu JHSeo YKKoh JSLee JHSim JH, Ahn YT, “Lactobacillus plantarum HY7714’ün Cilt Yaşlanması Üzerine Etkilerinin Klinik Kanıtı: Randomize, Çift Kör, Plasebo Kontrollü Bir Çalışma”, J Microbiol Biotechnol, 2015 28 Aralık; 25 (12): 2160-8.

●American Academy of Dermatology, “Could Probiotıcs be the Next Big Thing in Acne and Rosacea Treatments?”.

●Fulya Kemeriz , Gizem Göker, İlknur Biçer, Y. Sedat Velioğlu, “İnsan Mikrobiyomu: Beslenme ve Sağlık Üzerindeki Etkileri Sena Çetinbaş”, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Ankara.

Y. YuS. DunawayJ. ChamperJ. KimA. Alikhan, “Changing our microbiome: probiotics in dermatology”, British Journal of Dermatology, Volume 182, Issue 1, 03 May 2019

●W.P.Bowe, N.B. Patel, A.C. Logan, “Acne Vulgaris, probiotics and the gut-brain-skin axis: from anecdote to translational medicine”, Beneficial Microbes, 2014, 5(2): 185-199.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir