Baştacımız Elma Sirkesi

elma sirkesi

Elma sirkesi pek çoğumuzun evinde, mutfaklarımızın baş köşesinde yer alıyor. Gıda işlevinin yanı sıra saç ve cilt bakım ürünü, temizlik ve hijyen maddesi, çamaşır yumuşatıcısı gibi daha pek çok alanda elma sirkesi adeta kurtarıcımız oldu.

Doğallığın daha da önemli olduğu bugünlerde çok değerli elma sirkemizi gündeme getirelim ve faydalarını tekrar ele alalım istedik…

Elmadan sirkeye bir fermantasyon yolculuğu…

Sirkenin İngilizce söylemi olan “vinegar”; ekşi şarap anlamını taşıyan Fransızca “vinaigre” kelimesinden geliyor. Elma sirkesi bir fermantasyon ürünü… Onu bu kadar değerli yapan da fermantasyon işlemi… İşlemin başlaması için elma ve su karışımına sirke mayası (sirke anası da deniyor) ilave etmek gerekiyor. Bu sayede elmada bulunan meyve şekeri alkole dönüşmeye başlıyor ve işlem; asetik asit oluşturan bakteriler (asetobakter) tarafından alkolün sirkeye dönüştürülmesi ile devam ediyor. Sirkeye ekşi tadı asetik asit ve malik asit veriyor.

Elma sirkesi; pektin, B1 vitamini, B2, B6, biotin, folik asit, niasin, pantotenik asit ve C vitamini ile potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri içeriyor, yani oldukça güçlü bir bileşime sahip… 

Organik üretilmiş ve filtreden geçirilmemiş elma sirkesi, içindeki maya nedeniyle enzimler, protein ve yararlı bakteriler açısından oldukça zengin, bu da elma sirkesinin değerini daha da artırıyor.  

Elma sirkesinin yararları

Öncelikle elma sirkesi iyi bir polifenol kaynağı… Araştırmalar polifenollerin kardiyovasküler hastalıklar, kanser, nörodejeneratif hastalıklar, Alzheimer, osteoporoz ve diyabet gibi hastalıkları önlemeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Elma sirkesinin en bilinen faydalarından biri kan şekeri düzeyini düşürmesi… Hemoglobin A1C’yi (HbA1C) önemli ölçüde azaltarak diyabetin kontrol altına alınmasına yardımcı oluyor, LDL kolesterolü ve trigliseridi azaltırken iyi olarak tabir edilen HDL kolesterolü artırıyor. Bu da daha iyi bir kalp sağlığı demek… 

Journal of Diabetes Care’de yayımlanan bir çalışma, elma sirkesi tüketmenin kilo vermeyi hızlandırabileceğini de gösterdi. Elma sirkesinin yağ kaybını teşvik etmesinin birkaç nedeni bulunuyor; şeker isteğini azaltması ve detoksifikasyonu iyileştiriyor olması… Ayrıca kısa süreli tokluk yarattığı da biliniyor. Başka bir çalışma, elma sirkesinde bulunan asetik asit verilen farelerde vücut yağlarının %10 oranında azaldığını gösteriyor…

Yeni tıbbi araştırmalar elma sirkesi kullanımının reflünün iyileştirilmesine, kan basıncının düşürülmesine yardımcı olabileceğine de dikkat çekiyorlar. 

Elma sirkesinde bulunan asetik asit zararlı bakterileri öldürme yeteneğine sahipken faydalı ve iyi bakterilerin artmasını sağlıyor. Doğal bir antibiyotik görevi görerek istenmeyen bakterileri yok ediyor. 

Bunlara ek olarak, öğünlere ilave edilen az miktarda elma sirkesi sindirimi destekliyor. Alternatif tıp uzmanları, vücutta alkali dengesini sağlamak için elma sirkesi tüketimini öneriyorlar. Alkali beslenme, kanın normal pH seviyesi olan 7,35-7,45 aralığında olmasını destekliyor. Sirke asidik bir gıda olmasına rağmen vücuda alındığında alkali etki yaratıyor. Vücutta yüksek asit üreten gıdalar enerjiyi düşürürken, aşırı mukus üretimi, enfeksiyonlar, anksiyete, sinirlilik, baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun ve sinüs tıkanıklığı, alerjik reaksiyonlar, artrit ve gut gibi rahatsızlıklar için risk yaratıyorlar. 

Asian Journal of Science and Technology’de elma sirkesi hakkında yayımlanan makalede; elma sirkesinin hastalık önleyici ve genel sağlığı korumak için mükemmel bir gıda olduğu belirtilmiş. Makalede ayrıca zencefil, sarımsak, limon, elma sirkesi ve balın kendi içlerinde zaten faydalı oldukları, bununla birlikte karışım olarak kullanıldıklarında sinerjistik bir etki yarattıklarının da altı çiziliyor. 

Elma sirkesini 1 bardak suya karıştırarak günde 1-2 çay kaşığından 1-2 yemek kaşığına kadar tüketmek mümkün…

Elma sirkesinin cilt faydaları

Elma sirkesinin, içindeki asetik asit ve malik asit nedeniyle cilde faydalı olduğu biliniyor. Cildin doğal ph’ı 5,5 olup hafif asidik özelliğe sahip… Dışarıdan elma sirkesi uygulamak, cildin doğal pH’ını yeniden dengelemeye yardımcı oluyor ve böylece cilt, koruyucu bir bariyer geliştirebiliyor. 

Elma sirkesinde bulunan asetik asit, antibakteriyel ve antifungal özelliği ile akne tedavisinde kullanılabiliyor. Yağlı ciltlerde yağ dengesinin sağlanması için elma sirkesi kullanımı öneriliyor. Elma sirkesi aynı zamanda cildi sıkılaştırıcı etkiye de sahip. Bu sayede kırışıklıkların önlenmesine de yardımcı oluyor. Ayrıca içindeki malik asit sayesinde ciltteki kahverengi lekelerin oluşumunu da engelliyor. Elma sirkesinin hasarlı cilt yüzeyinde kullanılmaması, olası bir tahrişi engellemek için su ile seyrelterek uygulanması öneriliyor.

Elma sirkesinin saçlara parlaklık ve canlılık verdiğini de biliyoruz. Saçları durularken elma sirkesi kullanmak saçları hem yumuşacık yapıyor hem de saç derisinde ve tellerinde biriken kir, saç bakım ürünlerinden kalan artıkların temizlenmesini sağlıyor. Saçlarında yağlanma problemi yaşayanlar için elma sirkesi iyi bir çözüm olabiliyor. Antibakteriyel ve antifungal özelliği ile de kepeklenme problemlerinde iyi sonuçlar veriyor. Elma sirkesinin asitlik derecesi yüksek olduğu için su ile seyreltilmesi, özellikle kuru saçlarda daha uzun aralıklarla ve daha dikkatli kullanılması öneriliyor.

Geleneksel yöntemlerle üretilen elma sirkesi haftalar hatta aylar boyunca, yavaş fermantasyon ile yapılıyor. Elma sirkesinden en üst düzeyde faydalanabilmek için kullanılan elmaların organik olması önemli… O nedenle sirkeyi evde yaparak ya da güvenilir üreticilerden tedarik ederek gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz…

Orman vasfındaki araziden, yabani ağaçlardan topladığımız elmalarla, geleneksel usulleri esas alarak, cam tanklarda ürettiğimiz elma sirkemizin hem tadı güzel hem de faydası çok… Sulama dahi görmeyen, yağmurla beslenen ağaçlar tüm besinini “doğadan” aldı, bu da sirkemizin lezzetine yansıdı…

Kaynaklar:

Singh Akanksha, Mishra Sunita, Study About The Nutritional And Medicinal Properties Of Apple Cider Vinegar, Asian Journal of Science and Technology, Vol. 08, Issue 12, December, 2017.

healthline.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir