Kombucha ve Kolajen Üretimi

kombucha-ve-kolajen

Daha sağlıklı bir yaşam için her geçen gün farkındalığımız artıyor, arayışlarımız değişiyor. Bunun sonucunda “temiz” gıda arayışlarımıza “temiz” bakım ürünleri de eklendi. Doğal bakım ürünleri, kimyasallarla dolu olanlardan daha fazla talep görmeye başladı. 

Cildin sıkılığını ve elastikiyetini korumak, dolayısı ile genç görünümü uzun yıllara taşımak için doğal bileşenler adeta baş tacımız oldu. Birçok ünlü kozmetik firması, doğanın gücünü ürünlerine taşıyorlar. Bunlardan biri de kombucha… Sayısız sağlık faydalarının yanında cilt üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle kombucha da çeşitli bakım ürünlerinde kullanılıyor.

Kombuchanın yara onarıcı etkilerini, içeriğinde bulunan vitamin, mineral ve polifenollerin kombinasyonundan gelen cildi koruma özelliğini gösteren çalışmalar mevcut.

Kombucha ile ilgili literatürü incelerken İran’da yapılmış bir çalışma dikkatimizi çekti. Fareler üzerinde yapılan bu çalışma, kombuchanın kollajen üretimini desteklediği sonucuna varıyor. Bilimsel bir çalışma ile kanıtlanmış bu etkisi ile de kombucha hayatımızda daha fazla yer almayı hak ediyor… 

Cilt ve Yaşlanma 

Deri yaşlanması, bir seri yapısal değişikliğin gerçekleştiği biyolojik bir süreç… Gözle görülür yaşlanma belirtileri arasında renk değişikliği, ciltte pürüzlerin, ince kırışıklıkların ve ardından daha derin kalıcı kırışıklıkların oluşması yer alıyor. Bağ dokusunda, keratin sentezleyen hücrelerde, elastin, kolajen sentezinde azalma ve kolajeni parçalayan enzimde artma ile birlikte deri altında yağ ve elastikiyet kaybı oluşuyor, deri inceliyor ayrıca kahverengi lekelerde de artış gözleniyor.

Bu süreçte, cildin gençliğinden sorumlu en önemli bileşenlerden biri kolajen… Kolajen vücudumuzda en fazla bulunan protein olup tüm protein bileşiminin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Kemiklerin, cildin, kasların, tendonların ve bağların temel yapıtaşlarından biri olan kolajen, kan damarları, kornea ve dişler dahil olmak üzere vücudun pek çok yerinde bulunuyor. Yunancada “yapıştırıcı” anlamına gelen “kólla” sözcüğünden türeyen kolajen, gerçekten de içinde bulunduğu alanı bir arada tutarak “yapıştırıcı” görevi görüyor. Yaşlandıkça vücudumuz daha az ve daha düşük kalitede kolajen üretiyor. Kolajen lifler katılaştığında cildimizde yaşlanma belirtileri görülmeye başlanıyor. 

Kolajen liflerin yapısını bozan sebeplerden biri glikasyon… Kolajen ve elastin, normalde kendilerini tamir edebilmelerini sağlayan belli bir örüntüde bağlanıyorlar.  Glikasyon sırasında şeker molekülleri, kolajen ve elastinlerde bulunan aminoasitler ile yapıyı bozacak şekilde bağlanıyor, böylece ciltte sıkılık kaybının ve kırışıklıkların yerleştiği bir süreç başlıyor. Glikasyon, vücudumuzdaki kolajenlerin özelliklerini birçok yönden etkiliyor.

Yaşlanma karşıtı kombucha üzerine bir araştırma

Kombucha, Uzakdoğu’da binlerce yıldır kullanılıyor. Çay, şeker ve kombucha mantarı ile üretilen kombucha çayı, topikal uygulamalarda cilt için faydalı aktiviteleri destekliyor, yara onarıcı etkide bulunuyor. Özellikle glikasyona ve ciltte meydana gelen boşluklara karşı savaşıyor, yaşlanma belirtilerinde ve ciltte iyileşmeye yol açan metabolizmayı destekliyor.

Kombuchanın kolajen üretimini desteklediğini gösteren bu araştırma; kombuchanın faydasının vitaminler, amino asitler ve fermantasyon sırasında üretilen çeşitli mikro besinlerden kaynaklandığına işaret ediyor. Özellikle iyi bir flavonoid ve cilt için oldukça faydalı B3 vitamini kaynağı olduğu da belirtiliyor… Vitamin B3 aynı zamanda “nikotinamid adenin” adı verilen bir maddenin öncüsü ve yaşlanma sırasında azalan dinükleotid (NAD), hücre içinde kolajen üretiminde azalmaya yol açıyor. Araştırma aynı zamanda; serbest radikalleri süpürme özelliği, UV ışınlarının ciltte yarattığı antiinflamatuar etkiyi engelleyebilen faaliyetlerde rol alması, DNA onarımını desteklemesi gibi etkileriyle flavonoidlerin önemine de değiniyor. 

Araştırmacılar tüm bu özelliklerden yola çıkarak kombuchanın yaşlanma karşıtı potansiyelini incelemişler.

Siyah çaydan hazırladıkları kombucha kültürünü 28 °C’de 14 gün fermente etmişler. Siyah çaydaki flavonoid oranının kombucha kültürü ile fermente edilmesinden sonra daha da çok arttığını görmüşler.

Elde edilen kombuchayı kloroform, bütanol ve etil asetat içine fraksiyonlamışlar ve flavonoid içeriğini belirlemişler. En yüksek flavonoid içeriğine sahip olan etil asetat fraksiyonu (KEAf), 15 aylık yaşlı farelere, deri içine 14 gün boyunca uygulanmış. 

Bu uygulamaya tabi olan farelerde hiçbir hassasiyet veya tahriş gözlenmemiş. Deri bağ dokusu anormalliklerinin KEAf ile muamele edilen farelerde önemli ölçüde iyileştiği görülmüş. Ortalama olarak KEAf ile tedavi edilen farelerde tedavi öncesine göre cilt bağ dokusu anormalliklerinde yaklaşık %48,2 azalma olduğu belirtiliyor. Ayrıca cilt bağ dokusu örneklerinin hidroksiprolin (kolajende bulunan bir aminoasit) içeriğinde, % 31,8 artışa neden olduğu da ilave ediliyor.

Dermiste bulunan, kolajen ve elastin üretimini sağlayan fibroblast sayısının yaş ile birlikte azaldığına değinen araştırmacılar, KEAf tedavisi ile bu durumdan kaynaklanan anormalliklerin miktarında önemli ölçüde azalma olduğunu da görmüşler. Ayrıca deri içi tedavisi ile tip I ve tip III kolajen içeriği önemli ölçüde artmış. Fibroblastlarda yeterli düzeyde NAD + / NADH olduğunda kollajen üretiminin yüksek olduğunu belirten araştırmacılar, KEAf tedavisinin kolajen içeriği ile eşzamanlı olarak NAD + / NADH seviyesini de geliştirdiğine dikkat çekiyorlar. Bu etkilerin, esas olarak fermantasyon sırasında oluşan, antioksidan ve serbest radikal temizleme özellikleri nedeniyle flavonoid ve polifenollere atfedildiğinin de tekrar altını çiziyorlar.

Araştırmacılar çalışmalarını şu cümlelerle sonuçlandırıyorlar: “Tamamıyla sonuçlarımız KEAf tedavisinin, yaşlanmış cildin kalınlığını ve esnekliğini iyileştirmede yararlı olduğunu göstermektedir. KEAf’ın yararlı etkilerinin, flavonoidler ve enerji üreten bileşenlerin yaşlanmış ciltte bağ dokusunu tamir etme kapasitesi ile ilgili olduğu varsayılmaktadır. Bu çalışma KEAf’ı; doğal kozmetik/fonksiyonel kozmetik alanında, yaşlı popülasyonların uzun süreli kullanımında potansiyel bir aday olarak önermektedir. Bununla birlikte, mekanizmaları aydınlatmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.”

Kombucha ile cildinize hem içten hem de dıştan destek verebilirsiniz. Henüz denemedi iseniz 6 farklı çeşitte ürettiğimiz kombuchalarımızı deneyebilir, damak tadınıza uygun olanına karar verebilirsiniz. Ayrıca kombucha ile zenginleştirdiğimiz cilt bakım ürünlerimize de göz atabilirsiniz…  

Kombucha hakkında daha fazla detay için Kombucha Rehberimizi de inceleyebilirsiniz.

Kaynaklar

Pakravan Nafiseh, Elaheh Mahmoudi, Jamal Kamali, Mitra Rahimzadeh. Cosmeceutical effect of ethyl acetate fraction of Kombucha tea by intradermal administration in the skin of aged mice. Journal of Cosmetic Dermatology, Volume 17, Issue 6. p. 1216-1224. November 2017. Erişim kaynağı: reshearchgate.net

Şenkuş, Elif. Yaşlanmamıza Neden Olan Faktör: İleri Glikasyon Son Ürünleri (AGE’ler). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik. 10.12.2020. Erişim kaynağı: bezelyedergi.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir