Parlak, güçlü ve kolayca uzayan saçları kim istemez… Formülü çoğunlukla genetik faktörler ve hormonal yapıda gizli olsa da uygun bir saç bakımı ve sağlıklı yaşam tarzıyla saçlarınızın çok daha iyi görünmesini sağlayabilirsiniz…
/wp:paragraph wp:headingSaçlar nasıl uzar?
/wp:heading wp:paragraphSaçın uzaması ve dökülmesini kapsayan döngü, birkaç aşamanın birbirini takip ettiği uzun bir süreç… Saç tellerinin büyüdüğü ve olgunlaştığı, saç foliküllerinin aktif olduğu ilk üç aşama sırasıyla anajen, katajen ve telogen evreler…
/wp:paragraph wp:paragraphAnajen faz, saç köklerinin saç kıllarını dışarı itmekte olduğu yani saçın uzadığı aktif bir evre. Bu evre ortalama 2-6 yıl arasında değişiyor ve kafa derisindeki saç kıllarının çoğu (%80-90 kadarı) anajen fazda bulunuyor.
/wp:paragraph wp:paragraph2. faz olan katajen evrede saç kökleri küçülürken saç büyümesi de yavaşlıyor. Saç, folikülün tabanından ayrılıyor ama dökülme gerçekleşmiyor.
/wp:paragraph wp:paragraph3. evre telojen ise yaklaşık 3 ay sürüyor. Telojen evrede saçlar uzamıyor ve genellikle dökülmüyor. Bir önceki fazda folikülden ayrılan kılların yerine yeni saçlar oluşmaya başlıyor. Telojen evrenin sonunda saçlar dökülmeye başlıyor. Bazı uzmanlar bu aşamayı ayrı değerlendirerek eksojen evresi adını veriyorlar. Tüm bu evrelerden sonra döngü yeniden başlıyor…
/wp:paragraph wp:headingSaç sağlığını olumsuz etkileyen faktörler
/wp:heading wp:paragraphSaç, aktif büyüme evresi olarak da bilinen anajen evrede ne kadar uzun süre kalabilirse o kadar gelişip uzayabiliyor. Bu süre, genetik faktörlere bağlı olarak değişebiliyor. Bunun yanında yaşam tarzı alışkanlıkları da saç sağlığını yakından ilgilendiriyor. Beslenme, stres, hormonlar gibi çeşitli faktörler bu süreyi değiştirebiliyor. Örneğin, menopoz sırasında dihidrotestosteron (DHT) hormonundaki artış, foliküllerin küçülmesine neden oluyor. Bu durum gerçekleştiğinde, foliküller daha ince ve zayıf saçlar üretmeye başlıyorlar. Hormonal sorunlar saç tellerinin büyüme aşamasını bozarken, saçların çabuk kırılır hale gelmesine ve kalıcı saç dökülmesine neden olabiliyor.
/wp:paragraph wp:paragraphÖzetle anajen evreyi kısaltan faktörler:
/wp:paragraph wp:list- Sürekli stres
- Travmatik olaylar
- Kalori kısıtlı diyetler
- Bazı tıbbi tedaviler
- Hormonal dengesizlikler
- Saça uygulanan kimyasal, ısıl işlemler
- Saçı çok sıkı toplamak
Bununla birlikte, folikülleri uyararak ve saç derisinin beslenmesini artırarak anajen fazı uzatmak mümkün... Saç telleri, saç derisindeki mikro sirkülasyonla besleniyor. Dolayısıyla kafa derisindeki kan dolaşımı ne kadar iyi olursa saç köklerine oksijen ve besin o kadar iyi ulaşıyor. Bu da saçın uzamasına yardımcı oluyor.
/wp:paragraph wp:headingKan dolaşımı ve esansiyel yağlar
/wp:heading wp:paragraphSaç büyümesini teşvik eden esansiyel yağlar var. Nane yağı, özellikle anajen dönemde saç gelişimini destekliyor. Bu uçucu yağ, saç derisine kan akışını artırarak folikülleri güçlendiriyor. Yapılan bir çalışma, 4 hafta boyunca topikal olarak uygulanan nane yağının saç köklerinin sayısını artırdığını gösterdi. %3’lük nane yağının etkisi, jojoba yağı, salin çözeltisi (belli ölçülerde sodyum bikarbonat ve sodyum klorür içeren distile su çözeltisi) ve saç dökülmelerinde sıkça kullanılan tıbbi bir ilaçla karşılaştırılmış. 4 deney grubundan nane yağı grubunda dermal kalınlık, folikül sayısı ve folikül derinliğinde önemli bir artış gibi en belirgin saç büyüme etkileri görülmüş.
/wp:paragraph wp:paragraphBiberiye yağı da saç tellerinin kalınlığını artırmaya yardımcı olabiliyor. Ayrıca saç büyümesini teşvik ediyor. Araştırmalar, biberiye esansiyel yağının, saç büyümesini artırmada kullanılan bir ilaç kadar etkili olduğunu ayrıca daha az olumsuz etkiye sahip olduğunu da gösteriyor.
/wp:paragraph wp:paragraphEnflamasyon, yaşlanma ve saç dökülmesinin en etkili nedenlerinden biri... Kekik yağı da antienflamatuar özelliği ile saç büyümesini teşvik edebiliyor. Saç köklerinde kan akışını artırıyor, dolayısı ile saç büyümesini destekliyor ve saç dökülmesini azaltmaya yardımcı oluyor…
/wp:paragraph wp:paragraphEsansiyel yağların alerjik ve tahriş edici etkileri nedeniyle direkt olarak saç derisine uygulanmaması gerektiğinin önemle altını çizelim… Saç derisinin tipine uygun bir taşıyıcı yağ ile seyrelttikten sonra kullanmak gerekiyor. Saç derisi yağlıysa üzüm çekirdeği yağı veya badem yağı kullanmak, saç derisi aşırı derecede kuruysa Hindistan cevizi yağı gibi daha yoğun bir taşıyıcı yağ kullanılabiliyor. Saç derisine 2-3 dakika, dairesel hareketlerle kuvvetlice masaj yapmak kan dolaşımını artırırken esansiyal yağların daha kolay nüfuz etmesini sağlıyor. Uygulamadan sonra yağın kafa dersinde bir süre kalması gerekiyor.
/wp:paragraph wp:headingBeslenme ve saç sağlığı
/wp:heading wp:paragraphYaş ilerledikçe saç kalitesi de olumsuz etkileniyor. Bu açığı kapatmak için beslenmeye dikkat etmek şart… Kıl kökleri büyüyebilmek için enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu enerji öncelikle karbohidratlardan sağlanıyor. Düşük kalorili diyetlerde karbonhidratlara az yer verildiğinden, foliküller enerji ihtiyaçlarını proteinlerden sağlamaya çalışıyor. Bu durumda foliküller saç üretebilmek için hem yeterli enerjiye sahip olamıyor hem de protein kullanımından dolayı saç kıllarının yapıtaşı olan aminoasitler azalıyor. Saçlar inceliyor, daha kolay kırılır hale geliyor.
/wp:paragraph wp:paragraphProtein, sağlıklı yağlar, mineral ve vitaminleri dengeli bir şekilde içeren bir beslenme tarzı, saç kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Demir, bakır, selenyum, çinko mineralleri, folik asit, biyotin, C vitamini, pantotenik asit, B6 vitamini, D ve A vitaminleri saç sağlığı için oldukça önemli… Örneğin demir, dokulara oksijen taşıyan hemoglobin üretimi için yoğun olarak kullanılıyor. Demiri en yoğun kullanan birimlerden biri de kıl folikülleri... Bu nedenle demir eksikliğinde saçlarda dökülme görülebiliyor… Dolayısıyla dengeli beslenme ile saç büyümesini teşvik etmek mümkün…
/wp:paragraph wp:headingSaç masajı
/wp:heading wp:paragraphHer gün düzenli olarak kafa derisine uygulanan saç masajının, kan dolaşımını hızlandırdığı ve yoğun kan akışını sağlamak yolu ile yorgun folikülleri uyardığı, saç kalınlığını ve yoğunluğunu artırdığı biliniyor.
/wp:paragraph wp:paragraphGenetik faktörleri değiştiremeyiz ama yaşam tarzımızı, alışkanlıklarımızı düzenleyerek şartları lehimize çevirebiliriz. Bunu yaparken de öncelikle hayatımızın bir alanını, adım adım da bütüncül bir bakış açısıyla “iyiliği” hedeflemeliyiz. İster cildimiz ister saçlarımız olsun, bedenimizin her bir zerresinin bu reformdan payını alacağı kesin!
/wp:paragraph wp:quote/wp:quote wp:woocommerce/handpicked-products {"editMode":false,"products":[3348,3345,3339,3353]} / wp:paragraphMavili Kapı olarak önceliğimiz sizlere “iyi” ürünler sunmak… Bu iyiliği en saf ve doğal haliyle sizlere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sizlerden gelen olumlu bildirimlerle yaptığımız işe daha da sıkı sarılıyoruz. Kendinize yaptığınız yatırımda bizim de ufak bir payımız olduğu için çok mutluyuz…
Kullananların çok memnun kaldığı saç bakım maskemiz ve sabunlarımızı denemenizi tavsiye ederiz… Saç oluşumunu desteklemek için kullanabileceğiniz esansiyel yağlar için de “Aromaterapi” bölümünü ziyaret edebilirsiniz.
Kaynaklar
/wp:paragraph wp:paragraphJi Young Oh, Min Ah Park, Young Chul Kim, Peppermint Oil Promotes Hair Growth without Toxic Signs, Toxicol Res. 2014 Dec; 30(4): 297–304.
/wp:paragraph wp:paragraphmedicalnewstoday.com
/wp:paragraph wp:paragraphhealthline.com