Gerçek Bir Cilt Dostu: Aloe Vera

Gerçek Bir Cilt Dostu: Aloe Vera

Aloe vera bitkisini duymayan yoktur... Yunanistan, Çin, Meksika gibi birçok ülkede, geleneksel olarak MÖ 1500'den beri kullanılan tıbbi bir bitki aloe vera… Türkçede “sarısabır” olarak da biliniyor. Yüzyıllardır çeşitli hastalıklar ve cilt lezyonları için geleneksel bir ilaç olarak kullanılan aloe veranın, Mısır kraliçeleri Nefertiti ve Kleopatra’nın güzellik formüllerinin bir parçası olduğu da söyleniyor. 

Aloe veranın cilt üzerindeki iyileştirici etkisi kozmetik dünyasının da dikkatini çekti ve günümüzde birçok cilt bakım ürününün içinde yer alıyor. 

Antiviral, antibakteriyel, antidiyabetik özellikleri ile de bilinen aloe veranın cilt faydalarından bahseden birkaç çalışmayı inceledik ve önemli detayları sizlerle paylaşmak istedik.

Zengin bileşimiyle aloe vera…

“Liliaceae” familyasına ait olan aloe vera, kaktüse benzeyen, kalın, etli, uzun yapraklı, otsu ve çok yıllık bir bitki… 400 farklı türünün arasında en fazla biyolojik aktivite göstereni Aloe barbadensis… Aloe verada 20 mineral, 20 amino asit, vitamin ve su dahil yaklaşık 75 bileşik tanımlanmış… 

Amino asitler: 22 amino asitten 20'sini ve 8 esansiyel amino asitten 7'sini içerir. Bunlar kas dokusundaki proteinlerin yapıtaşlarıdır.

Antrakinonlar: Aloe emodin, aloetic asit, alovin, antrasin içerir. Bu sayede analjezik ve antibakteriyel etki yaratır.

Enzimler: Antranol, barbaloin, chrysophanic asit, smodin, eterik yağ, sinamonik asit esteri, resitannol, isobarbaloin içerir. Bunlar antiviral ve antifungal aktiviteye sahiptir ancak yüksek dozlarda toksik etki oluşturabilir.

Hormonlar: Oksin ve gibberellin sayesinde yara iyileşmesini sağlar ve antiinflamatuar etki gösterir.

Mineraller: Kalsiyum, sodyum, demir, bakır, krom, mangan, potasyum, çinko içerir. Bunlar sağlık için önemli minerallerdir.

Salisilik asit: Ağrı kesici etkiye sahiptir.

Saponinler: Glikozitler içerir ve bu sayede temizleyicidir, antiseptik etki sağlar.

Steroidler: Kolesterol, kampesterol, lupeol, sistosterol içerir. Bunlar antiinflamatuar etki yaratırlar, lupeol ayrıca antiseptik ve ağrı kesici özelliğe de sahiptir.

Şekerler: Glukoz, fruktoz, glukomannan, polimannoz içerir. Bu sayede antiviral etki yaratır, bağışıklık sistemini harekete geçirir.

Vitaminler: A, B, C, E, kolin, B12, folik asit içerir. A, C ve E vitamini, serbest radikalleri etksiz hale getirir.

Aloe vera ve cilt faydaları

aloevera faydaları
Gerçek Bir Cilt Dostu: Aloe Vera

Canlı organizmalar üzerinde yapılan çalışmalar, aloe veranın yara iyileşme sürecini hızlandırabileceğini ve iltihabı azaltabileceğini gösteriyor. Jelde bulunan magnezyum laktat, ciltte kaşıntı ve tahrişe neden olan histamin üretimini önleyebiliyor. Ayrıca bağışıklık sistemini ve sitokinlerin sentezini geliştiriyor. 

Aloe veranın cilt yenileyici özelliği “mannoz” gibi polisakkaritler açısından zengin olan glukomannan bileşiğinden kaynaklanıyor. Bu bileşik bağ dokunun temel hücreleri olan fibroblast büyüme reseptörlerini etkiliyor, aktive ediyor. Bu da kolajen üretimini artırıyor. 

Aloe vera jeli sadece yaralardaki kolajen miktarını artırmıyor, aynı zamanda kolajen çapraz bağının oluşumunu hızlandırıyor ve böylece yara iyileşmesini destekliyor. Aloe verada bulunan bileşikler cilt bütünlüğüne, nem tutulmasına, kızarıklığın azalmasına ve cilt ülserlerinin önlenmesine yardımcı olabiliyor.

Aloe veranın sedef hastalığı, ağız yaraları, ülserler, diyabet, uçuk, yatak yaraları ve yanık yaraları gibi cilt problemlerini tedavi etmedeki olumlu etkileri de farklı çalışmalarda gösterilmiş. 

2016 yılında emziren kadınlar üzerinde yapılan bir çalışma; çatlak meme ucuna zeytinyağı, aloe vera özütü ve anne sütü sürüldüğünde; üçünün de ağrı şiddetini ve meme çatlaklarını azalttığını ancak aloe vera özütünün zeytinyağı ve anne sütünden daha etkili olduğunu ortaya koydu.

Bilimsel çalışmalar, jelin %99'unun su olduğu için, cildin esnekliğini artırabildiğini ve kırılganlığını azaltabildiğini gösteriyor. Aloe vera, yara üzerinde adeta örtü görevi görüyor ve bölgeyi nemli tutarak bağ dokunun temel hücreleri olan fibroblastların yaralı alana göç etmesine izin veriyor.  

Özetle aloe vera, yara iyileşmesinin kalitesi ve hızı açısından, mevcut alternatif tedavilere kıyasla çok daha etkili ve daha az maliyetli bir çözüm olabiliyor. Aloe vera nadiren de olsa alerjik reaksiyon oluşturabiliyor. Bu şifalı bitki, yaranın daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesi için tıbbi tedavi yöntemlerinin yanında tamamlayıcı tedavi olarak öneriliyor.

Aloe vera cilt bakımında, kuru ciltleri nemlendirirken yağlı ciltler için yağ dengesine yardımcı oluyor. Bir miktar jel, yüz temizleme toniğinin ya da nemlendiricinin içerisine karıştırılarak kullanabileceği gibi direkt uygulamak da mümkün... Cilde uygulamadan önce alerjik reaksiyon ihtimaline karşı ufak bir alanda denenmesi tavsiye ediliyor. 

Cildi sıkılaştırıp gerçek bir temizlik yapan cilt toniğimizin içinde elbette ki aloe vera da var... Kombucha, gül ve biberiye hidrosolleri, turp kökü fermenti ile zenginleştirdiğimiz toniğimizi cilt bakım rutininize rahatlıkla dahil edebilirsiniz…

Kaynaklar:

  • Davood Hekmatpou, PhD, Fatemeh Mehrabi, Kobra Rahzani, PhD, and Atefeh Aminiyan, PhD, “The Effect of Aloe Vera Clinical Trials on Prevention and Healing of Skin Wound: A Systematic Review”, Iran J Med Sci. 2019 Jan; 44(1): 1–9.
  • Eshgizade Maryam, Basiri Moghaddam Mahdıi, Mohammadzadeh Moghaddam Hossein, Mahmoudian Azamsadat, Mesbah Mina, “Comparison Of The Effect Of Olive Oil, Aloe Vera Extract And Breast Milk On Healing Of Breast Fissure In Lactating Mothers: A Randomized Clinical Trial”, Om Unıversity of Medical Sciences Journal   May 2016 , Volume 10 , Number 3; Page(s) 19 To 27. 
  • Amar Surjushe, Resham Vasani, and D G Saple, “Aloe Vera: A Short Review”, Indian J Dermatol. 2008; 53(4): 163–166.
  • Published Online November 2013 (http://www.scirp.org/journal/pp) 

http://dx.doi.org/10.4236/pp.2013.48086  

Open Access      PP 

599

Pankaj K. Sahu, Deen Dayal Giri, Ritu Singh, Priyanka Pandey, “Therapeutic and Medicinal Uses of Aloe vera: A Review“, Pharmacology & Pharmacy, 2013, 4, 599-610.