Beyin ve Bağırsak İlişkisi

bağırsak beyin

Heyecan, öfke, üzüntü ya da sevinç… Beynimiz, düşünce ve duygularımızın meydana geldiği yer olsa da yaşadığımız duygular kramp, bulantı, iğne batması, ishal gibi belirtilerle mide ve bağırsaklarımızda kendini gösterebiliyor. Sindirim sistemi, yaşadığımız duygulara oldukça duyarlı olup bu duygular bağırsak semptomlarını tetikleyebiliyor. 

Peki bağırsaklarımız ile beynimiz arasında nasıl bir ilişki var? 

“The Second Brain” kitabıyla adeta çığır açan Dr. Michael Gershon bağırsaklar için ilk kez “ikinci beyin” ifadesini kullandı… Çünkü bağırsakların da kendine ait bir sinir sistemi var ve bu, merkezi sinir sisteminden bağımsız çalışabiliyor… Sinir hücrelerindeki bilgi akışını sağlayan küçük kimyasal iletkenler olan nörotransmitterlerle dolu bu sisteme yakından baktığımızda, sindirim sistemimizin yalnızca besinleri sindirmenin ötesinde farklı işlevlerinin olduğunu görebiliriz. Bağırsaklarımız, beynimizle bağlantılı olarak zihinsel durumumuzda rol oynuyor ve aynı zamanda vücuttaki bazı hastalıkların da kaynağı olabiliyor. 

Bağırsaklarda gizli sinir sistemi

Bağırsaklarımız enterik sinir sistemine ev sahipliği yapıyor. Merkezi sinir sisteminden ayrı olarak, bu sinir ağı omurilikten daha fazla, 100 milyondan fazla sinir hücresi içeriyor. Bu yüzden vücudun bu bölümü “ikinci beynimiz” olarak adlandırılıyor. 

Enterik sinir sistemi, yiyeceklerin sindirilmesine yardımcı olmak için kan akışını ve salgıları kontrol ediyor. Yapılan araştırmalar, sindirim sisteminde yaşayan mikroorganizmaların bağışıklık sistemini ve merkezi sinir sistemini uyardığını ortaya koyuyor. Bağışıklık sistemimizin %70’inden fazlası bağırsaklarımızda bulunuyor. Bağırsakların içinde ve çevresinde yer alan bu hücreler bağırsakla ilişkili lenf dokusu olarak adlandırılıyor. Bu bölgede zararlı mikroplar ve virüsler yok ediliyor. 

Bağırsaklarda yaşayan bakterilerin yani bağırsak mikrobiyatasının ürettiği pek çok vitamin ve kimyasal, beyin üzerinde etkili olup aynı zamanda nöronlar arasındaki iletişimde kullanılıyor. Serotonin, dopamin, beyin ve beyin hücrelerinin “büyüme hormonu” olan BDNF bağırsaklarda sentezleniyor. Bunun yanında, beyin ile mide ve bağırsaklar arasında doğrudan bağ kuran vagus siniri bulunuyor. Transfer yolu olarak görev yapan vagus siniri, bağırsaklardaki hormonal, sinirsel ve bakteriyel değişimi beyne iletiyor. 

Bağırsaklar mutluluğun anahtarı mı?

Salgılanan bu kadar önemli kimyasal olduğuna göre bağırsaklar yalnızca mutluluğun değil genel sağlığımızın da anahtarı… Diyabet, obezite gibi metabolik hastalıklar, şizofreni, otizm, anksiyete, depresyon gibi psikiyatrik bozuklukların bağırsak mikrobiyatası ile ilişkili olduğuna dair güçlü kanıtlar mevcut… Migren ve fibromiyalji gibi kronik ağrılarla seyreden rahatsızlıkların ortaya çıkmasında bağırsaktan salgılanan kimyasallardaki değişimin büyük önemi var.

Bağırsaklarda 100 trilyon mikroorganizma olduğu ve bu sayının toplam insan hücresinden 10 kat fazla olduğu biliniyor. Bağırsak mikrobiyotası; beyin ve bağırsak arasında karşılıklı bir ilişki yaratırken genel sağlık üzerinde çok önemli bir rol oynuyor.

Sağlıklı durumda bağırsak epiteli ve mukus tabakası, bakteriler ve yabancı maddeler için fiziksel bir bariyer oluşturuyor. Stres, antibiyotikler, dezanfektan temizlik ürünlerinin yoğun şekilde kullanımı ve beslenme alışkanlıkları, mikrobiyomu olumsuz yönde etkileyebiliyor. Mikrobiyatada meydana gelen olumsuz değişim, bağırsak epitel duvarında mikro hasarlar meydana getiriyor ve bağırsak geçirgenliğinin artmasıyla mikroorganizmaların ürettiği zararlı maddeler sistemik dolaşıma karışıyor. Bağırsak mikrobiyotasındaki değişiklikler irritabl bağırsak sendromu, otoimmün ve alerjik hastalıklar, obezite ve metabolik bozukluklar, otizm gibi nöropsikiyatrik bozukluklara neden oluyor. 

Yapılan araştırmalarda probiyotiklerin, otizmin bazı semptomlarını etkileyebileceği düşünülüyor. Otizm ve bağırsak sağlığı arasındaki ilişki bir süredir tartışılıyor çünkü bu hastalar çok sayıda sindirim sorunu yaşayabiliyorlar. Bir çalışma, probiyotiklerin irritabl bağırsak sendromu ve depresyonu olan hastalar üzerindeki etkilerini inceleyerek bağırsak-beyin ilişkisine dikkat çekiyor. Araştırmacılar; probiyotik alan depresyon hastalarının plasebo alan diğer gruptaki hastalara kıyasla iki kat daha fazla iyileşme gördüklerini, bağırsaktaki iyileşmenin zihinsel olarak da bir iyileşme yarattığını belirttiler.  

Bağırsaklarınıza kulak verin…

Hayati fonksiyonlarımız için bu kadar önemli ve değerli olan bağırsaklarımızın “ikinci beynimiz” olması hiç de şaşırtıcı değil… Bağırsaklardaki değişimi ve belirtileri göz ardı etmemenin, aynı zamanda duygu ve davranışlarımızın merkezi olan beynimiz için de çok önemli olduğunu söyleyebiliriz… 

Bağırsaklarımızın refahı için rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak durmamız gerektiğini artık biliyoruz.  Bunun yerine yoğurt, kefir, lahana turşusu, kombucha gibi probiyotik açıdan zengin gıdalar tüketmek bağırsak mikrobiyatasını destekliyor.

Gluten alımını sınırlandırmak da bağırsak mikrobiyatası üzerinde olumlu etki yaratıyor. Suda bekletme, filizlendirme ve fermente etme yöntemlerini kullanmak tahılları sindirilebilir yaparken daha besleyici hale de getiriyor.

Stres de bağırsaklarımızla sıkı bir ilişki içinde… Vücudumuz strese “savaş ya da kaç” ile yanıt veriyor. Vücut anlık stresle baş edebiliyor fakat sürekli stres, kronik inflamasyona neden oluyor; vücut strese bir tür enfeksiyon olarak tepki veriyor, bu şekilde durumun üstesinden gelmeye çalışıyor. İnflamasyon, bağırsak mikrobiyatasının bozulmasına bu da bağışıklığın düşmesine neden oluyor. Stresi hayatımızdan çıkarmamız zor olsa da onunla baş edebileceğimiz yöntemler geliştirmek en uygun çözüm olabilir. Egzersiz, yoga, meditasyon, hobiler stresi daha iyi yönetebilmek için özgür alanlar açmaya yardımcı oluyor.

Organik çayla fermente ettiğimiz “bağırsak dostu” kombuchalarımızın 100 ml’sinde milyonlarca probiyotik bakteri var… İsterseniz  klasik, isterseniz tarçın, zencefil, lavanta gibi muhteşem aromalarla lezzetine lezzet kattığımız kombuchalarımızın yaz günleri için iyi birer serinletici alternatif olduğunu düşünüyoruz…

Kaynaklar

Alper Evrensel, Mehmet Emin Ceylan, “Bağırsak Beyin Ekseni: Psikiyatrik Bozukluklarda Bağırsak Mikrobiyotasının Rolü Gut-Brain Axis: The Role of Gut Microbiota in Psychiatric Disorders”, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015;7(4):461-472.

Draxe.com

neuronation.de

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir