Baz istasyonları, cep telefonları, WiFi, elektrikli aletler, yaşadığımız bina hatta güneş ve içtiğimiz su derken, her gün doğal ya da yapay kaynaklardan gelen belli oranlarda radyasyona maruz kalıyoruz. Yakın gelecekte 5 G teknolojisinin kullanılacak olmasının konuşulduğu bugünlerde ne yazık ki sağlığımızla ilgili endişelerimiz de artıyor. 1800’lü yılların sonunda keşfedilmesinden sonra, kullanımı risk içermesine rağmen hayatımızın içinde olan radyasyondan, tıptan endüstriye kadar pek çok alanda faydalanılıyor…
Radyasyonun Hücre Üzerindeki Etkileri
Mevcut literatürde, güçlü elektromanyetik alanlara maruz kalmanın, dokularda artan miktarda serbest radikal üretebileceğini ve bunun sonucunda hücrelerin ölümüne yol açabileceğini öne süren veriler bulunuyor.
Serbest radikal, bir veya daha fazla sayıda çiftlenmemiş tek elektron içeren bir molekül veya atom olarak tanımlanıyor. Serbest radikaller çok reaktif bir yapıya sahip olup organ ve dokulardaki protein, nükleik asit ve lipidlerin yapısını bozabiliyorlar. Vücuttaki doğal kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşabildikleri gibi radyasyon, hava kirliliği, ağır metaller, stresli yaşam koşulları gibi çevresel faktörler sonucunda da meydana gelebiliyor, başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açabiliyorlar.
Son yıllarda günün büyük kısmında aktif olarak kullandığımız cep telefonları ve bilgisayarlar bedenimizi sürekli olarak elektromanyetik alana maruz bırakıyor. Yapılan çalışmalar, mobil telefon kullanımının oksidatif stres oluşturarak kanser riskini artırabileceğini gösteriyor. İyonize edici radyasyon yoğun bir şekilde serbest radikal oluşumuna neden olurken yaşam süresini kısaltabiliyor.
Serbest Radikaller ve Antioksidanlar
Antioksidanların gücünü artık hemen hepimiz biliyoruz. Antioksidanlar, hücrelerimizdeki serbest radikal olarak bilinen hasar yapıcı molekülleri vücuttan uzaklaştırarak bu sayede hücre hasarını önlemeye yardımcı oluyorlar. Yüksek antioksidan içerikli besinlerin tüketilmesinin, serbest radikallerin ve kanserli hücrelerin artışına neden olan zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olduğunu söyleyebiliriz.
Konuyla ilgili araştırma yaparken, antioksidanların elektromanyetik radyasyon üzerine olan etkilerini inceleyen ve Türkiye’de yapılmış bir araştırma dikkatimizi çekti. Araştırma, cep telefonlarından kaynaklanan 900 MHz’lik elektromanyetik alanın, kobay böbrek dokusunda oluşturabileceği hasarın tespiti ve yeşil çay ekstraktının koruyucu ve önleyici etkisi üzerine yapılmış. Araştırmacılar, elektromanyetik alanın dokularda oluşturduğu oksidatif stres etkisi ve bunu önlemede antioksidan kaynaklarının rolü konusunda, başta karaciğer olmak üzere beyin, kan, testis ve uterus gibi doku ve organlarda oldukça yoğun çalışıldığını, böbrek dokusunda ise sınırlı sayıda çalışma olduğunu belirtmişler. Bu nedenle özellikle böbrek dokusunu seçtiklerini, bu doku üzerindeki etkilerin ortaya konulmasının hedeflendiğini de aktarıyorlar. Çalışmanın sonucunda elektromanyetik radyasyona maruz kalınmasının kobay böbrek dokusunda oksidatif strese neden olduğu ve önemli bir antioksidan olan yeşil çay ekstraktı kullanımının, böbrek dokusunda meydana gelen oksidatif stresi azaltıcı yönde etki gösterdiği gözlemlenmiş. Araştırmacılar, mümkünse cep telefonu kullanımının azaltılması ve hayati organlardan uzakta tutulmasının faydalı olacağını ve besin yoluyla antioksidan alınmasının, elektromanyetik etkilere çok sık maruz kalınan günümüzde, olumsuz etkilenmeyi en aza indirgemede faydalı olabileceğini vurguluyorlar. Çalışmanın bulguları, yeşil çay ekstraktının antioksidan olarak etki gösterdiğini de destekliyor.1
Radyasyon vs Kombucha
Bu bir yarışma olmasa da kötü ile iyinin mücadelesi diyebiliriz: Radyasyona karşı kombucha…
Daha önceki yazılarımızda kombucha’nın antioksidan gücüne değinmiştik. Kombuchada polifenoller, glukonik asit, glukuronik asit, laktik asit ve C vitamini bulunuyor ki bu müthiş bileşenlerin hepsi kansere karşı oldukça etkili…
Kombuchanın antioksidan özelliği ve radyasyonun zararlarını önleyici etkileri hakkında pek çok araştırma var. Bunların çoğu hayvanlar üzerinde yapılmış son derece önemli çalışmalar. Araştırmalar kombuchanın, radyasyonun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabileceğini gösteriyor. Bu çalışmaları özet olarak sizlerle paylaşmak istedik:
İlk çalışma 2007 yılında, 9 graylik bir dozla radyasyona maruz bırakılmış sıçanlarda, kombucha verilmesinden sonra ortaya çıkan koruyucu etkiyi ve antimikrobiyal aktiviteyi araştırmak için yapılmış. Bu koruyucu etkiyi değerlendirmek için çeşitli kan enzim değerleri, antimikrobiyal aktivitenin değerlendirilmesi için ise bağırsaklardaki laktik asit bakterisi gibi faydalı bakterilerin ve bazı patojenik bakterilerin sayısı dikkate alınmış. Elde edilen sonuçlar kombuchanın; radyasyona maruz kalmış sıçanlarda biyokimyasal ve mikrobiyal bozuklukları iyileştirebileceğini gösteriyor. 2
2008 yılında yayımlanan çalışma ise farelere kombucha uygulanmasının, toksik kimyasallarla tedavi edilen ve/veya y-radyasyona maruz kalan hayvanların karaciğerlerinde oluşan hasarı iyileştirdiğini gösteriyor. 3
2010 yılındaki araştırma ise Türkiye’de iki bilim insanına ait… Kansere yol açan, radyasyonun neden olduğu kromozomal anormallikler üzerine yoğunlaşan çalışmada, insan kan lenfositlerinin gama ışınlarına maruz bırakıldığında kromozomal anormalliklerin oluşması üzerinde kombuchanın potansiyel koruyucu etkisini araştırmışlar. Toplam 6 grup lenfosit üzerinde çalışma yapılmış. Bu gruplardan ilkine ışın ya da kombucha verilmemiş, ikinci gruba yalnızca 1000 mikrolitre kombucha uygulanmış, üçüncü gruba ise yalnızca 5 graylik gama ışını verilmiş. Sırasıyla diğer üç grup ise ışınlanmadan önce 250 mikrolitre, 500 mikrolitre ve 1000 mikrolitre kombucha ile muamele edilmiş. Sonuçlar, tüm kombucha uygulanmış lenfositlerin, tek başına gama radyasyonu ile tedavi edilen gruptan daha düşük kromozomal anormalliğe sahip olduğunu gösteriyor. Artan dozajların daha fazla koruma sağladığı da belirtiliyor. Bu çalışma, gama radyasyonunun insan lenfosit hücrelerinde kromozomal anormalliklerin oluşumuna neden olduğunu doğrularken kombuchanın, antioksidan rolü ile yakın gelecekte "Genotoksisite sınırlayıcı ajan" olarak kullanılabileceğini bildiriyor. 4
2013 yılında yapılan başka bir çalışma, direkt DNA hasarı yaratan kadmiyum klorür ve gama radyasyonuna maruz kalan fareler üzerinde yapılmış. Bunlara maruz kalmadan önce farelerin bir kısmına kombucha verilmiş. Sonuçta kombucha tüketen farelerin daha az toksisiteye sahip oldukları görülmüş. Çalışmanın sonucunda araştırmacılar, kombuchanın kadmiyum ve veya radyasyona maruz kalmanın neden olduğu hasarı azaltabileceği görüşünü savunuyorlar. 5
Cep telefonu kullanımının günümüzde önemli ölçüde arttığını gören araştırmacılar, bu konunun üzerinde yoğunlaşarak bir araştırma yapmışlar. Bu çalışma, farelerde cep telefonuna maruz kalmanın olumsuz etkisini ve bu etkilerin üstesinden gelmek için kombuchanın olası koruyucu rolü üzerinde yoğunlaşıyor. Fareler 50 gün boyunca, günde 1 saat 950 MHz elektromanyetik alana maruz bırakılmışlar. Kombucha alan farelerde bu maruziyetten doğan yan etkilerin başarıyla hafiflediği görülmüş. Araştırmacılar bu olumlu etkinin, kombuchanın, serbest radikalleri azaltan antioksidan savunma mekanizmasını güçlendirmesinden dolayı olduğunu düşünüyorlar. Sonuçta bu araştırma, elektromanyetik alan maruziyetinin neden olduğu oksidatif hasara karşı bir önlem sağlayabileceğini gösteriyor.6 Yine aynı araştırmacı tarafından yapılan başka bir çalışma ise elektromanyetik alandan en çok etkilenen ve vücut için hayati önemi olan çinko ve bakır metallerinin, kombucha alan farelerde daha iyi seviyelerde olduğunu gösteriyor.7
2015 yılında yapılan bir çalışma ise kombuchanın antioksidan potansiyelini ve radyasyona karşı koruyucu etkisini değerlendirmek için yapılmış ve kombuchanın gama radyasyonunun yol açtığı DNA hasarını durdurduğu görülmüş. İnsan lenfositlerine radyasyondan önce kombucha uygulanmasının, radyasyona bağlı DNA hasarını önemli ölçüde engellediğini göstermiş.8
Araştırma sonuçları genel olarak kombuchanın güçlü antioksidan etkisiyle, radyasyondan dolayı oluşan serbest radikallere karşı iyi bir savunma mekanizması yaratacağı yönünde birleşiyor. Sonuçta, vücudun gün içinde aldığı toksik yükün azaltılmasında antioksidan kapasitesi yüksek besinlerden yardım alabileceğimizi biliyoruz. Kombucha da bunlardan biri… İnsanoğlunun sağlığına yaptığı olumlu katkılarla binlerce yıldır kullanılan kombuchayı beslenme rutinine eklemek, özellikle bugünlerde oldukça doğru bir hamle olacaktır…
Mavili Kapı olarak geleneksel yöntemlerle ürettiğimiz kombuchalarımızla, mevcut içeceklere sağlıklı bir alternatif sunuyoruz. İçerdiği vitaminler, probiyotikler ve antioksidanlar nedeniyle biz her gün tüketiyoruz, size de “iyi” geleceğini düşünüyoruz.
Kaynaklar
1-Mustafa Cellat, Dide Kılınç Kılıçalp, “Elektromanyetik Radyasyona Maruz Bırakılan Kobayların Böbrek Dokusunda Prooksidan-Antioksidan Düzeylerine Yeşil Çayın Etkisi”, Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi, 2010, Cilt 24, Sayı 1, S. 017-021.
2-Gharib, O.A., “Does kombucha tea reduce the damage-induced by radiation exposure?” Egyptian Journal of Radiation Sciences and Applications, v. 20(1); p. 141-157, 2007.
3- Gharib, O.A., Fahim Th. M., “Possible Protective Effect of Kombucha Tea Ferment on Carbon Tetrachloride Induced Liver Damage in Irritated Rats”, Egyptian Journal of Radiation Sciences and Applications v. 21(1); p. 97-115, 2008.
4-Kultigin Çavuşoğlu, Perihan Güler, “Protective effect of Kombucha mushroom (KM) tea on chromosomal aberrations induced by gamma radiation in human peripheral lymphocytes in vitro”, Journal of Environmental Biology, 31(5) 851-856 (2010).
5- Nashwa Kamel Ibrahim, “Possible Protective Effect of Kombucha Tea Ferment on Cadmium Chloride Induced Liver and Kidney Damage in Irradiated Rats”, International Journal of Biological and Life Sciences 9:1, 2013.
6-Ola Ali Gharib, “Role of Kombucha Tea in the Control of EMF 950 MHz Induced Injury in Rat Heart and Lung Organs”, Asian Journal of Pharmaceutical and Biological Research.
7-Ola Ali Gharib, “Effect of kombucha on some trace element levels in different organs of electromagnetic field exposed rats”, Journal of Radiation Research and Applied Sciences Volume 7, Issue 1, January 2014, Pages 18-22.
8- Tanmoy Mondal, Sandip Pal, “Fermented black tea ameliorates gamma radiation-induced cellular and DNA damage in human blood lymphocytes”, International Journal of Biotechnology Research Vol. 3(4), pp. 055-064, June 2015.
taek.gov.tr
kombuchakamp.com