terlemek

Terlemenin Bedeli Kötü Kokmak Mı?

Kötü bir ter kokusu, sürekli iletişim ve etkileşim halinde olan insan için oldukça rahatsızlık verici bir durum… Olumsuz bir izlenim yaratarak psikolojik strese neden oluyor ve sosyal yaşamı olumsuz etkiliyor. 

Çözüm için parfüm, deodorant ve terlemeyi önleyici birtakım kozmetik ürünler kullanılsa da her biri kendi içinde çeşitli riskler barındırıyor. Vücut kokusunu parfüm ile maskelemek, ter kokusunu bir süre sonra daha da baskın hale getirebiliyor ve parfümdeki belirli bileşenlere maruz kalmak alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Terlemeyi önleyen alüminyum tuzu, potansiyel zararları nedeniyle artık daha az kullanılsa da yine de piyasada bu içeriğe sahip ürünler bulunuyor. Alüminyum tuzu; alzheimer hastalığı için bir risk faktörü ayrıca inflamatuar reaksiyonların hızlandırılmasına neden olabiliyor. Bu nedenle vücut kokusu problemini hiçbir yan etki olmadan azaltabilecek doğal ürünlerle çözmek en ideal olanı…

Ter kokusunun failleri

Derimizde özellikle koltuk altı bölgesi gibi alanlar, “apokrin”, “ekrin” ve yağ bezleri gibi yoğun salgı bezleriyle kaplı… Ekrin bezleri, çoğunlukla su ve elektrolit içeren çok miktarda ter üretiyor, neredeyse tüm vücut yüzeyinde bulunuyorlar. Apokrin bezleri ise daha çok koltuk altı, genital bölge ve meme başı çevresinde yer alıyor, ergenlikten sonra aktif hale geliyorlar. 

Koltuk altı gibi nemli ve kıvrımlı bölgeler, kötü kokuya neden olan bakterilerin gelişmesi için uygun ortamı sağlıyor. Yeni salgılanan terin kokusu az çünkü koltuk altından salgılanan sıvıda uzun zincirli yağ asitleri uçucu olamayacak kadar büyük... Koltuk altında yaşayan mikroorganizmalar, teri parçalayarak daha küçük moleküllü uçucu yağ asitlerine, steroidlere ve tiyoalkoller gibi uçucu, kokulu yan ürünlere ayrıştırıyorlar. Bu nedenle koltukaltı mikrobiyomunun bileşimi kötü koku oluşumunda önemli bir rol oynuyor. 

Mevcut kanıtların çoğu, “Corynebacterium” cinsi üyelerinin ter kokusunun birincil faktörü olduğunu ve apokrin bezinden kaynaklandığını gösteriyor.

Vücut kokusunu azaltmanın yolu ise koku üreten bakterilerin gelişmesinin engellenmesinden geçiyor. 

Stres ve ter kokusu

Kaygı, korku gibi durumlarda ve stres anında terleme de başlıyor. Birçok insan için stres teri, normal terden belirgin şekilde farklı ve daha kötü kokuyor. Ana sebep elbette ki apokrin ter bezleri ve orada yaşayan yüksek bakteri konsantrasyonu... Apokrin ter bezleri, kıl kökleri ile birlikte bakterilerin gelişmesi için besinler, yağ asitleri, amino asitler, hormonlar açısından zengin ve daha anaerobik bir ortam sağlıyor. Duygusal stres apokrin ter bezlerini uyardığında kötü kokuya neden olan bakterilerin çoğalması için ideal ortam yaratılmış oluyor ve hoş olmayan koku meydana geliyor.

Stres terinin daha nahoş kokmasının nedeni hayvanlar alemine kadar uzanıyor. Apokrin terinin yağlı salgılarının, memelilerde avlanırken ya da kaçarken sürtünmeyi azalttığı düşünülüyor. Avlanan hayvanlar, terleme ile daha kaygan olduklarında daha hızlı kaçabiliyorlar. Ani kötü koku da avcı için caydırıcı bir faktör yaratıyor. 

Ter kokusunda kıyafet faktörü

Yapılan bir çalışmada, egzersiz sırasında giyilen polyester giysilerin, pamuklu giysilere oranla daha kötü koktuğu görülmüş. Bu durum, kokuya neden olan bakterilerin polyester üzerinde daha iyi gelişebilmesinden kaynaklanıyor. Dolayısı ile doğal malzemelerden üretilmiş giysilerin tercih edilmesi, bakterilerin çoğalması için uygun ortamı sağlamıyor.

Ter kokusu yediklerimizle bağlantılı mı? 

Özellikle sarımsak, soğan, turpgiller gibi sağlık yönünden oldukça faydalı gıdalar ne yazık ki vücut kokularına neden olabiliyor. Çok sık işlenmiş gıda tüketmenin de kötü ter kokusuna neden olabileceği düşünülüyor.

Bunun yanında ani ter kokusu değişiklikleri bazı hastalıkların habercisi olabiliyor. Hormonal dengedeki değişiklikler, metabolik değişimler terin bileşimini etkileyebiliyor.

Probiyotikler 

Vücut kokusuyla mücadele etmek için probiyotikler öneriliyor. Koltukaltı derisi üzerinde laktik asit bakterileri ve basiller kullanılarak birkaç patent başvurusu yapılmış ve bunlardan bazılarının kokuyu azalttığı da görülmüş. Ayrıca “Vitreoscilla filiformis” gibi patojenik olmayan bakteriler cilde uygulanmış ve inflamatuar cilt hastalıkları üzerinde iyileştirici etkisi olduğu görülmüş. Oral olarak tüketilen probiyotiklerin ise cilt üzerinde faydalı etkileri olduğu biliniyor. 

Bir çalışmada da koltuk altına bakteri naklinden bahsediliyor. Callewaert ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada kötü kokuya neden olan mikrobiyomun, probiyotikler ve kokuya neden olmayan bakterilerle değiştirilmesinin kötü ter kokusunu çözebileceği belirtiliyor. Bazı insanlar ne kadar duş alırlarsa alsınlar yine de kötü kokuyorlar. Callewaert ve arkadaşları, bu bireylerin daha fazla miktarda "kötü" bakteriye sahip olduğunu bildiriyor. Çalışma; biri kötü ter kokusuna sahip olan, diğeri koku problemi yaşamayan ikizler üzerinde yapılmış. Daha "doğal" kokan ikizden iyi bakteriler alınarak diğer ikizin koltuk altına transfer edilmiş. Nakilden sonraki ilk gün, iyi bakterilerin sayısı arttıkça kötü bakterilerin azaldığı ve ter kokusunun da azaldığı görülmüş. 

Mikrobiyomun prebiyotikler, biyokimyasallar veya bitki özleri ile seçici olarak yönlendirilmesinin de koltuk altı kokusunun iyileştirilmesine büyük ölçüde yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Aromatik yağlar ve ter kokusu

Uçucu yağlar hem antibakteriyel özellikleri hem de karakteristik kokuları ile kötü ter kokusu için iyi bir çözüm olabiliyor… Uçucu yağların hiçbir zaman cilde direkt uygulanmaması gerektiğini tekrar hatırlatmak isteriz…

Çay Ağacı Uçucu Yağı: Çay ağacı uçucu yağı, ter kokusundan sorumlu bakterileri öldürmeye yardımcı olabilecek antibakteriyel özelliğe sahip. Aynı zamanda, sıcak ve nemli ortamlarda gelişebilen mantarlara karşı etkili olduğundan ayak bakım ürünlerinde de kullanılıyor.

Bergamot Uçucu Yağı: Bergamot; içindeki antibakteriyel özelliğe sahip limonen ve linalil asetatın sinerjik etkisi ile güçlü bir koku önleyici olabiliyor… Aynı zamanda oldukça güzel bir aromaya da sahip… 

Adaçayı Uçucu Yağı: Adaçayı uçucu yağı da tıpkı çay ağacı yağı gibi antibakteriyel özelliği ile biliniyor.

Biberiye Uçucu Yağı: Koku giderici etkiye sahip biberiye yağı, aynı zamanda iyi bir antioksidan… Oksidatif stres koltuk altı kokusunda rol oynayabileceğinden, biberiye bu probleme de çözüm olabiliyor.

Nane Uçucu Yağı: Nane; taze ve canlandırıcı kokusu ile doğal deodorant özelliğine sahip… Nane uçucu yağı aynı zamanda antiinflamatuar özelliğiyle kızarık, kuru ciltte rahatlama sağlıyor. Güneş yanığı sonrası cilt bakımında sıkça kullanılan bir katkı maddesi olan nane, aynı zamanda ateş düşürücü özelliği ile de ön plana çıkıyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde serinlik hissi verdiğini de hatırlatalım… 

Kekik Uçucu Yağı: Kekik, bakteri ve mantarlara karşı etkili bir bitki... 2014 yılında yapılan bir çalışmada araştırmacılar, terde kötü kokan “metil merkaptan” adı verilen sülfürlü bir bileşiğe karşı kekiğin, biberiye ve adaçayından daha güçlü olduğunu doğruladılar. 

Lavanta Uçucu Yağı: Lavanta yağı, kokusu ile sinirleri yatıştırdığı gibi cildi sakinleştirici özelliği ile de biliniyor. Antibakteriyel, antimikrobiyal ve antifungal etkileriyle deodorantlarda sıkça kullanılıyor.

Ne yediğimiz kadar bedenimizde ne kullandığımız da çok önemli… Vücudun doğal akışını bozacak ürünlerden sakınmak gerekiyor. Biz ürünlerimizde bu konuya aşırı derecede hassas yaklaşıyoruz. Krem deodorantımızı da bu prensiple hazırladık. Bentonit kili ve doğal yağlarla hazırladığımız ürünümüz kötü kokulara sebep olan bakterilerin oluşumunu önlerken terlemenin doğal sürecini engellemiyor.

Kaynaklar

● Min-Ji Kim, Setu Bazie Tagele, HyungWoo Jo, Min-Chul Kim, YeonGyun Jung, Yeong-Jun Park, Jai Hyun So, Hae Jin Kim, Ho Jin Kim, Dong-Geol Lee, Seunghyun Kang & Jae-Ho Shin. Effect of a bioconverted product of Lotus corniculatus seed on the axillary microbiome and body odor. Scientific Reports volume 11, Article number: 10138 (2021) Published: 12 May 2021.

● Izabella Mogilnicka,1 Pawel Bogucki,2 and Marcin Ufnal. Microbiota and Malodor—Etiology and Management. Int J Mol Sci. 2020 Apr; 21(8): 2886.

● Chris Callewaert, The science of body odor: characterization and management of the axillary microbiome. Ghent University, January 2015, Thesis

● Chris Callewaert, Jo Lambert, Tom Van de Wiele. Towards a bacterial treatment for armpit malodour. Experimental Dermatology, 2017 May;26(5):388-391.

● Nobuji Nakatani, Kayoko Miura &Takashi Inagaki. Structure of New Deodorant Biphenyl Compounds from Thyme (Thymus vulgaris L.) and Their Activity Against Methyl Mercaptan.
Agricultural and Biological Chemistry, Volume 53, 1989 - Issue 5, Pages 1375-1381 | Received 12 Dec 1988, Published online: 09 Sep 2014.