Yazın gelmesiyle birlikte güneşle aramızdaki ilişki daha da sıkılaşıyor. Güneş, başta D vitamini sentezi olmak üzere insan sağlığı üzerinde birçok faydaya sahip. Gereği gibi faydalanamadığımızda, dostumuz
kadar düşmanımız da olabiliyor. UV ışınlarına aşırı maruziyet cilt yanıklarından alerjiye, yaşlanmaya ve kansere kadar birçok probleme davetiye çıkarıyor.
Cildi UV ışınlarının zararlarından korumak için ilk akla gelen şey güneş koruyucular oluyor. Bu ürünlerin cildi koruduğu düşünülse de içlerinde bulunan kimyasallar nedeniyle çok da masum değiller…
Güneş koruyucular ve kimyasallar
Güneş koruyucular cilt üzerine uygulandığında sadece yüzeyde kalmıyor. FDA’nın 2020 yılında yaptığı bir araştırma, güneş koruyucu ürünlerdeki kimyasal bileşenlerin, cilde uygulandıktan sonra sistemik olarak emildiğini ve bazı bileşenlerin kanda en az üç hafta kalabildiğini gösteriyor. Bu çalışmada test edilen kimyasallar arasında avobenzon, oksibenzon, oktokrilen, homosalat, oktisalat, oktinoksat yer alıyor. Test edilen bu altı aktif bileşenin, çalışmaya dahil olan insanların ciltlerinden, FDA güvenlik eşiğini aşan konsantrasyonlarda emildiği ve kan dolaşımlarına karışabildiğine dikkat çekiliyor.
Güneş koruyucu krem ve losyonların birçoğu zararlı kimyasallar içeriyor. Nanopartikül seviyesinde koruyucu madde içerenlerde ise kan-beyin bariyerini geçebilecek ve aynı zamanda sudaki yaşama zarar verebilecek çok küçük bileşenler yer alıyor. Güneş koruyucuların geniş bir yüzeye sık aralıklarla uygulanıyor olması, bu riski daha da artırıyor.
EWG ve güneş koruyucular ile ilgili tespitleri
EWG (Environmental Working Group / Çevre Çalışma Grubu) , kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu… Kuruluş, çevreye ve insan sağlığına değer veriyor ve “güvenli kozmetik” kavramını toplumun her kesimine duyurmayı, tüketicileri bu konuda bilinçlendirmeyi hedefliyor. Tüketicilere kozmetiklerin içerikleri hakkında doğru bilgi sağlayarak bilinçli tüketimi amaçlıyor.
EWG, ürünlerin formülasyonunu oluşturan maddeleri insan sağlığına göre değerlendiriyor. Her bir bileşenin güvenlik seviyesi, 1'den 10'a kadar derecelendiriliyor. “Skin Deep” derecelendirilmesine göre 1-2 puan aralığındaki içerikler güvenli, 3-6 arasındaki içerikler orta derecede riskli ve 7-10 arasındaki içerikler ise yüksek riskli olarak sınıflandırılıyor. Satın alınmak istenen ürünün ismi www.ewg.org/skindeep veri tabanına girilerek içerikteki maddelerin cilt için oluşturduğu risk seviyesi görülebiliyor.
Yeri gelmişken, EWG’nin 2022 yılında “En iyi güneş kremleri raporu”ndaki bir kesitten bahsetmek istiyoruz. EWG, 1800'den fazla güneş koruyucu ürünün içeriğini analiz etmiş. Geçmişte, hiçbir ürünün tam anlamıyla koruyucu olmayacağını ve ciltte iki saatten fazla kalmayacağını öne süren EWG, güneş kremlerinin yaklaşık %75'inin korumadığını ve/veya vücut tarafından kolayca emilen kimyasal maddeler içerdiğini tespit etmiş. Bu kimyasallardan biri de oksibenzon… Bu madde, cilt üzerinden kolayca emilen şüpheli bir “hormon bozucu”… Oksibenzonun, EWG sistemindeki 1850 ürünün %30'unda yer aldığı görülmüş. Oldukça yüksek gibi görünse de, 3 yıl önce bu oranın %60’lara dayandığı da belirtiliyor. Öyle anlaşılıyor ki bazı firmalar, bu 3 yılda, ürünlerinden bu bileşeni çıkarmışlar…
Fiziksel ve kimyasal güneş koruyucular
Güneş koruyucu ürünler, kimyasal ve fiziksel olmak üzere 2 temel kategoriye ayrılıyor. Bu ayrım, ürünün cilt tarafından ne kadar kolay emildiği ve güneş hasarını nasıl engellediği konusunda oluyor.
Kimyasal olanlar cilt tarafından daha kolay emiliyor ve temelde UV ışığını emme prensibiyle işe yarıyorlar. Mineral bazlı olanlar ise bir tür fiziksel güneş koruyucu olarak kabul ediliyorlar. Cilt yüzeyinin üzerinde tabaka oluşturarak UV ışınlarını saptıran bileşenler içeriyorlar. Mineral güneş koruyucular cilt tarafından kolaylıkla emilmedikleri için bariyer görevi görüyor (genellikle daha fazla beyaz kalıntı bırakıyorlar) ve güneş ışınlarının cilde nüfuz etmesini engelleyerek daha çok bir “kalkan” gibi çalışıyorlar.
Güvenli mineral güneş koruyucularda çoğunlukla çinko oksit kullanılıyor. EWG tarafından belirlenen en iyi güneş koruyucu ürünler listesinde de, çinko oksit gibi bileşenlerle yapılan organik mineral güneş kremleri yer alıyor.
Çinko oksitin, "geniş spektrumlu ultraviyole ışınlarına" (UVA/UVB) karşı koruma sağladığı da biliniyor. Bu mineral, aynı zamanda cildin genç görünümünü korumaya da destek oluyor. Çinko oksit, yeni cilt dokusu ve kolajen sentezini artırmaya yardımcı olabiliyor. Ayrıca cilt lekelerinin ve aknenin görünümünü, şiddetini, süresini azaltmak konusunda da oldukça iyi sonuçlar alınıyor…
Mineral güneş koruyucularda yer alan çinko oksit gibi bileşenler gözenekler tarafından kolayca emilmediğinden bu yolla kan dolaşımına giren kimyasallara sahip olma riski de azalıyor…
Cildimiz bizi dış faktörlerden koruyan ve dış dünyayla ilk temas eden organımız… Dolayısı ile cilt sağlığımız çok önemli… Güneşten faydalanırken cildimizi ihmal etmemeli, bunu yaparken de tercihimizi doğal ürünlerden yana kullanmalıyız… Ayrıca gövdemizi ve bacaklarımızı yeterince kaplayan koruyucu giysiler giymek, güneş gözlüğü ve şapka takmak, güneş ışığının en yoğun olduğu saatlerde mümkün olduğunca gölgede kalmak, cildimizi fiziksel olarak korumamıza yardımcı olacaktır.
Cildi besleyen yağlar ve çinko oksit ile hazırladığımız güneş koruyucu losyonumuzu tamamen doğal bileşenlerden hazırladık… 40 koruma faktörüne sahip losyonumuzu bebekler, çocuklar ve yetişkinler kullanabilir ve tüm cilt tipleri için uygundur.
Kaynaklar
draxe.com
Murali K. Matta; Jeffry Florian, Robbert Zusterzeel, Nageswara R. Pilli, Vikram Patel, Donna A. Volpe, Yang Yang, Luke Oh, Edward Bashaw, Issam Zineh, Carlos Sanabria, Sarah Kemp, Anthony
Godfrey, Steven Adah, Sergio Coelho, Jian Wang, Lesley,Anne Furlong, Charles Ganley, Theresa
Michelle, David G. Strauss, Effect of Sunscreen Application on Plasma Concentration of Sunscreen Active Ingredients, A Randomized Clinical Trial, JAMA. 2020;323(3):256-267.