Söz konusu “beslenme” olunca her gün yeni bir bilgi ile karşılaşıyoruz. Farklı beslenme alışkanlıkları, sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle mutfaklara yeni yeni yerleşen gıdalar, yıllardır tükettiğimiz bazı besinlerin aslında sağlığa zararlı olduğu, bazılarının ise tam tersine yeni sağlık faydalarının ortaya çıkması gibi konuları duyuyor, takip etmeye çalışıyoruz…
Gıda dünyası bu kadar dinamik iken kelime dağarcığımıza beslenme ile ilgili yeni kavramlar giriyor. “Fonksiyonel gıdalar” ve “süper gıdalar” terimlerini de sıkça duyar olduk. Vücudumuza potansiyel sağlık yararları sunan bu besinlerin neler olduklarına biraz yakından bakalım istedik…
Fonksiyonel Gıda Nedir?
Fonksiyonel gıdalar, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin öğelerini sağlamanın yanında, insan sağlığına ve vücutta gerçekleşen metabolik fonksiyonlar üzerinde ilave faydaları olan besinler olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda olası bazı hastalıklardan korunmaya destek oluyor ve daha zinde bir yaşam için katkı sağlıyorlar.
Avrupa Birliği Fonksiyonel Gıdalar Komisyonu; bir gıdanın “fonksiyonel” olarak tanımlanabilmesi için temel beslenme özelliklerinin yanı sıra insan sağlığını iyileştirmede ve veya hastalıkların oluşumunu önlemede etkili olması gerektiğinin altını çiziyor.
Fonksiyonel gıda kavramı, Japonya'da 1980'lerde ortaya çıkmış. Devlet kurumları, genel nüfusun sağlığını iyileştirmek amacıyla, kanıtlanmış faydaları olan gıdaları onaylayarak kullanımını teşvik etmişler.
Fonksiyonel Gıdalar
Fonksiyonel gıdalar hiçbir işlem görmemiş doğal besinler olabileceği gibi fonksiyonel bir besin öğesi ile zenginleştirilmiş, işlenmiş gıdalar da olabiliyor. Geleneksel gıdaların çoğu, fizyolojik ve hücresel aktiviteleri etkileyerek sağlık üzerine olumlu etkiler sağlayan biyoaktif bileşenlere sahip olduğu için fonksiyonel gıdalar arasında yer alıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar domates, çay, yaban mersini, nar, zerdeçal gibi geleneksel yiyeceklerin potansiyel faydalarını doğruluyor...
Antioksidan etkili fenolik maddeler, lifler, probiyotikler, vitaminler, çoklu doymamış yağ asitleri gibi besin bileşenleri eklenerek gıdalar fonksiyonel hale getirilebiliyor. İşlenmiş ve zenginleştirilmiş fonksiyonel gıdalara; kalsiyum ilaveli süt, omega-3 yağ asitleri ile zenginleştirilmiş yumurta, iyotlu tuz, probiyotik içeren yoğurtları ya da zararlı bir bileşeni çıkarılan gıdaları -sodyumu azaltılan tuz ya da laktozsuz süt gibi- örnek verebiliriz. Zenginleştirme; gıdalar işlenirken kaybedilen besin öğelerinin tekrar eklenmesi anlamına geliyor. Pek çok rafine tahıl zenginleştiriliyor, örneğin buğday işlenerek un haline getirilirken folik asit ve demir gibi besin bileşenlerini kaybediyor, zenginleştirme işlemi ile kaybolan bu besin öğeleri tekrar eklenerek buğdayın orijinal vitamin seviyelerini geri kazanması amaçlanıyor.
Kötü beslenme alışkanlıklarının bir sonucu olarak da ortaya çıkabilen kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite, osteoporoz ve kanser gibi hastalıkların giderek yaygınlaşması, sağlıklı ve kaliteli beslenmenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu bakımdan fonksiyonel gıdalar; hijyen ve dengeli beslenmeye uygun olması koşuluyla, insan sağlığını daha iyi bir hale getirmek amacıyla öneriliyorlar. Hastalıkları oluşmadan önleme ve dolayısıyla tedavi ihtiyacını ortadan kaldırma stratejisini destekleyen potansiyel bir çözüm olarak görülüyorlar. Bunun yanında zenginleştirilerek fonksiyonel hale getirilmiş gıdalar, işlendiği için ne yazık ki doğal hallerinden uzaklaşabiliyorlar. Yüksek sodyum, yağ ve şeker içeriğiyle karşımıza çıkanlar bile var, dolayısı ile fonksiyonel gıda olarak işlenen besinler her zaman sağlık için yararlı olmayabiliyorlar.
Süper Gıda Nedir?
İnsan sağlığına son derece faydalı, oldukça yoğun formda besin değerlerine sahip gıdalara “süper gıdalar” adı veriliyor. Süper gıdalar, gerçekten de ismi gibi, küçük miktarlarda tüketildiklerinde bile, içerdikleri faydalı maddelerin sayısından ya da yoğunluğundan dolayı insan vücuduna oldukça yararlı oluyorlar.
Süper gıdalar, içerdikleri yüksek konsantrasyondaki besin bileşenleri nedeniyle güçlü besleyiciliğe sahipler… Bu gıdalar, insan vücudunun genel iyilik haline katkıda bulunuyor ve bağışıklık sistemini güçlendirerek genel sağlığı iyileştirebiliyorlar. Çoklu doymamış yağ asitleri (omega-3, omega-6), vitaminler, mineraller, probiyotikler, antioksidanlar, esansiyel amino asitler, polisakkaritler ve çeşitli enzimleri süper gıdalarda bulunan ve vücuda faydası kanıtlanmış en önemli biyoaktif bileşenler arasında sayabiliriz.
Süper gıdaların en belirgin özellikleri, çoğunun antioksidan etkisi göstermeleri… Süper gıdalarda genellikle yüksek miktarda A, C ve E vitaminleri, polifenoller, flavonoidler, selenyum, β-karoten, çinko ve likopen bulunuyor. Örneğin bir süper gıda olan Brezilya cevizinin 2-3 adeti günlük selenyum ihtiyacını karşılıyor. Bu kadar selenyum için en az 2 kg fındık yemeniz gerektiğini biliyor muydunuz?
Hastalıklara, henüz hastalanmadan doğal yoldan çözüm arayanlar süper gıdalara yöneliyorlar. Birçok bilimsel araştırma goji berry, yaban mersini, spirulina, kefir, arı sütü gibi çeşitli süper yiyeceklerin önemini vurguluyor. Yine araştırmalar, süper gıdaların genel sağlığı iyileştirmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek, serotonin ve diğer hormonların üretimini artırmak ve insandaki çeşitli organik sistemlerinin sorunsuz çalışmasını desteklemek için çok iyi bir seçenek olduğunu öne sürüyorlar. Süper gıda tüketimi ile vücuda bol miktarda antimikrobiyal ve antioksidan madde, lif, bol miktarda vitamin, mineral ve faydalı yağ asitleri alınabiliyor.
Tabii bu gıdaları faydalı olduğu gerekçesi ile aşırı tüketmenin yanlış olacağını da hemen belirtelim…
Süper Gıdalar
En çok bilinen ve tüketilen süper gıdalardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Meyveler: Nar, çilek, yaban mersini, ahududu, goji berry, üzüm, acai berry, avokado, kakao.
- Kuruyemiş: Ceviz, badem, Brezilya cevizi.
- Bakliyat: Kuru fasulye.
- Tahıl: Kinoa, amaranth.
- Sebzeler: Brokoli, ıspanak, tatlı patates.
- Deniz yosunu: Spirulina, klorella.
- Süt ürünleri: Kefir.
- Otlar ve baharatlar: Zencefil, zerdeçal, ginkgo biloba, çay.
- Arı ürünleri: Bal, arı sütü, balmumu.
“Kaliteli” beslenmenin önemi gün geçtikçe daha da artıyor. Bu doğrultuda tabii ki fonksiyonel ya da süper gıdalara beslenmemizde yer verelim fakat en idealinin, olabildiğince doğal ve zengin çeşiti, geleneksel pişirme ve fermantasyon süreçlerine sadık kalarak öğünlerimizde bulundurmamız olduğunu tekrar hatırlatalım.
2500 yıl önce yaşamış, tıp biliminin kurucusu Hipokrat’ın şu sözü ile yazımızı noktalıyoruz: “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun”…
2019 yılında Annals of Epidemiology’de yayımlanan bir makalede kombucha’nın fonksiyonel içecek pazarında en hızlı büyüyen ürün olduğu ve dünyadaki en popüler fermente içeceklerden biri olduğu yazıyor. Gerçekten de böyle, bizim de “kombucha sever ailemiz” her geçen gün daha da büyüyor. Bu mucize içeceğin sayısız faydasına ister klasik kombucha lezzetiyle, isterseniz tarçın, zencefil, hibiskus, lavanta ve nane gibi 5 farklı çeşitle ulaşabilirsiniz…
Kaynaklar:
●Mindani I. Watawana, Nilakshi Jayawardena, Chaminie B. Gunawardhana, Viduranga Y. Waisundara. “Health, Wellness, and Safety Aspects of the Consumption of KombuchaNutraceuticals: Recent Advances of Bioactive Food Components”, Volume 2015.
●Proestos C. Superfoods: Recent Data on their Role in the Prevention of Diseases. Curr Res Nutr Food Sci 2018;6(3).
●Kenan Sinan Dayısoylu, “Fonksiyonel Gıda mı, Fonksiyonel Bileşen mi, Gıdalarda Fonksiyonellik” KSÜ ZiraatFakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş.
●Julie M.Kapp, Walton Sumner, “Kombucha: a systematic review of the empirical evidence of human health benefit”, Annals of Epidemiology, Vol.30, Feb.2019, 66-70
●healthline.com