Doğal bir ortamda eline krem süren çocuk, mikrobiyomu destekleyen nazik cilt bakımını temsil ediyor

Cilt Mikrobiyomu Nedir?

admin

|

|

4 min

Sağlıklı Cildin Sessiz Muhafızı ve Kozmetiğin Görünmeyen Devrimi

🔍 Mikrobiyom Nedir?

Mikrobiyom; vücudumuzun içinde ve dışında yaşayan trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu görünmez bir topluluktur. 


Cilt mikrobiyomu ise, cildimizin yüzeyinde yaşayan bakteriler, virüsler, mantarlar ve arkealardan oluşan hassas bir ekosistemdir. Sanılanın aksine bu mikroorganizmalar "zararlı" değil; cildin sağlıklı kalabilmesi için vazgeçilmezdir.

Mikrobiyom Ne Zaman Keşfedildi?


Aslında mikrobiyom kavramı oldukça yeni. 


İnsan cildinde faydalı bakterilerin varlığı ilk olarak 19. yüzyıl sonlarında gözlemlendi, ancak “mikrobiyom” terimi ilk olarak 2001 yılında Joshua Lederberg tarafından ortaya atıldı. 


Lederberg, insanın yalnızca kendi DNA’sından oluşmadığını, aynı zamanda birlikte yaşadığı mikroorganizmalarla “bir süper organizma” oluşturduğunu savundu.


Mikrobiyomun cilt sağlığındaki rolü ise 2010’ların başında yapılan DNA dizileme teknolojileri sayesinde detaylıca anlaşılmaya başlandı. Günümüzde artık cilt bakımı konusunda en hızlı gelişen bilimsel alanlardan biri mikrobiyom araştırmalarıdır.

Cilt mikrobiyomunu soyut ve mikroskobik tarzda gösteren görsel kompozisyon

İlginç Gerçek: İnsan Hücresinden Çok Bakteri Hücresine Sahibiz


Vücudumuzda ortalama 30 trilyon insan hücresi bulunurken, yaklaşık 38 trilyon mikrobiyal hücre taşırız. Yani biz biyolojik olarak çoğunlukla mikrop sayılırız. Bu durum sadece sindirim sistemimiz için değil, cildimiz için de geçerli .

Cilt Mikrobiyomunu Destekleyen Tonik

Cilt Mikrobiyomu Ne Yapar?


Mikrobiyom, cildin sadece yüzeyinde yaşamaz; gözeneklerin içinde, kıl köklerinde, yağ bezlerinde de bulunur. Ciltteki bu mikrofloranın görevleri arasında:

  • Zararlı mikroplarla savaşmak (kompetitif baskılama)

  • Cilt pH'ını dengede tutmak

  • Enflamasyonu düzenlemek

  • Bağışıklık sistemine bilgi aktarmak

  • Yara iyileşmesini hızlandırmak

  • Lipid metabolizmasına katkı sağlamak
    yer alır.

Mikrobiyomu iyi durumda olan bir cilt daha dengelidir, daha az hassastır, çevresel strese karşı daha dirençlidir ve yaşlanma belirtileri daha geç başlar.

Mikrobiyom dostu cilt bakım ürününün doku detayını gösteren krem formu
“Vücudumuzda yaşayan mikropların büyük çoğunluğu ekosistemimizin hayati bir parçasıdır ve sağlığımız için elzemdir.”

Dr. Robynne Chutkan

Bilimsel Araştırmalar ve Rakamlarla Cilt Mikrobiyomu

Mikrobiyom konusu, son on yılda dermatoloji ve immünoloji dünyasında büyük bir dönüşüm yarattı. Artık cilt sağlığını anlamak için yalnızca üst katmana değil, onunla birlikte yaşayan mikro ekosisteme de bakılıyor.

2018 yılında Nature Reviews Microbiology dergisinde yayımlanan bir inceleme, cildin farklı bölgelerinde yaşayan mikrobiyal toplulukların sadece çeşit değil, işlev açısından da birbirinden tamamen farklı olduğunu gösterdi. Örneğin kol altı bölgesinde daha fazla anaerobik (oksijensiz ortamda yaşayan) bakteri bulunurken, yüz bölgesinde Staphylococcus epidermidis gibi cilt dostu aerobik bakteriler daha yaygındır.

2020’de The Journal of Investigative Dermatology tarafından yapılan bir çalışmaya göre, sağlıklı bireylerin cilt mikrobiyom çeşitliliği, rosacea veya atopik dermatit gibi rahatsızlığı olan bireylere kıyasla %45 daha fazladır. Bu çeşitlilik, ciltteki dengeyi sağlayan bir “koruma ağı” gibi çalışır.

Aynı çalışmada antibakteriyel sabun kullanan bireylerde mikrobiyal denge %60’a kadar bozulmuş; buna bağlı olarak cilt bariyerinin zayıfladığı ve transepidermal su kaybının arttığı gözlemlenmiştir.

İlginç bir başka veri de Fransa merkezli bir araştırma merkezinden geliyor:
Cilt florasında baskın olan bazı “dost” bakterilerin, UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra antioksidan üretimini arttırdığı gözlenmiş. Yani bazı bakteriler, cildi adeta içeriden savunuyor.

Kısaca söylemek gerekirse:

“Ne kadar zengin mikrobiyom, o kadar dirençli ve sakin cilt.”

Bu nedenle günümüzde pek çok dermatolog, yalnızca temizlik değil, mikrobiyomu besleme odaklı ürünleri öneriyor.

Mikrobiyomu Bozan Etkenler


Modern kozmetik ve yaşam tarzı, ne yazık ki bu hassas dengeyi sık sık bozar:

  • Alkol, SLS ve paraben içeren ürünler

  • Aşırı temizlik ve agresif peeling

  • Antibiyotik kullanımı

  • Yetersiz uyku ve yüksek stres

  • UV ışınları ve hava kirliliği

  • Düşük lifli, yüksek şekerli beslenme

Doğa boşluk kabul etmiyor...


Ciltte mikrobiyal çeşitlilik azaldığında, zararlı mikroorganizmalar çoğalır. Bu da kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, sivilce, egzama ve rosacea gibi durumlara zemin hazırlar.

Cilt mikrobiyomunu temsil eden renkli ve detaylı mikroorganizma illüstrasyonu

Kombucha & Fermente Güç


Kombucha gibi fermente içerikler, mikrobiyomu desteklemede son derece etkili doğal kaynaklardır. Fermente ürünler cilt için:

  • Laktik asit bakterileri sağlar

  • Hafif asidik ortam oluşturarak pH dengesini destekler

  • Antioksidan etki sunar

  • Enflamasyonu azaltır

Mavili Kapı ürünlerinde kullanılan kombucha ekstresi, hem bu bilimsel temellere hem de bitkisel geleneğe dayanan etkili bir bileşendir.


Mavili Kapı'nın Yaklaşımı: Mikrobiyomu Beslemek


Biz cildi beslemeyi savunuyoruz.

Mikrobiyomu desteklemek, aslında cilde dışarıdan değil, onunla birlikte yaşayan dostlarına yatırım yapmaktır.


İşte bu yüzden:

  • Ürünlerimizde SLS, alkol, parfüm, sentetik koruyucu yok

  • Fermente içerikler, prebiyotikler, bitkisel özler var

  • Cildin kendi ritmine saygımız var


mavili kapı cilt gıdalarından seçmeler

Cilt Mikrobiyomu ve Psikoloji Arasındaki Görünmeyen Bağ

Mikrobiyom denince akla çoğu zaman bağırsak sağlığı gelir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, yalnızca bağırsak mikrobiyotasının değil, cilt mikrobiyomunun da psikolojik durumumuzla bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.

Nasıl mı?

Cildimiz, sinir sistemimizle sürekli iletişim halindedir. Bu iletişim, mikrobiyomun da içinde bulunduğu cilt–beyin ekseni (skin-brain axis) adı verilen bir sistem aracılığıyla gerçekleşir. Stres, anksiyete ve kronik duygusal yükler; cilt mikrobiyomunu doğrudan etkileyebilir.

2021 yılında Frontiers in Microbiology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, stres altında olan bireylerin cilt yüzeyinde mikrobiyal çeşitliliğin azaldığı ve zararlı türlerin çoğaldığı gözlemlenmiştir. Bu da enflamasyonun, kaşıntının, kuruluğun ve sivilce eğiliminin artmasına yol açar.

Öte yandan ciltteki mikrobiyom dengesinin bozulması, yalnızca fiziksel değil, psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Cilt sorunları yaşayan bireylerin özsaygılarının daha düşük olduğu, sosyal ortamlardan çekilme eğiliminde oldukları ve bu durumun depresyonla ilişkilendirildiği birçok klinik gözlemle desteklenmiştir.

Bazı dost bakterilerin —özellikle Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin— bağışıklık sistemi ile sinir sistemi arasında denge kurduğu, serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarının üretimini etkilediği de biliniyor.

Bu nedenle artık cilt bakımını sadece dış etkenlere karşı koruyucu bir rutin olarak değil, bir tür zihinsel şefkat pratiği olarak görmek gerekiyor.

Çünkü mikrobiyom sadece cildin dengesi değil; bazen ruh halimizin sessiz dili olabilir.

Cildinizi Korumak, Onu Değiştirmekten Daha Kıymetli...

Kaynaklar

  • Belkaid Y. & Tamoutounour S. (2016). The influence of the skin microbiome on the immune system, Science, 352(6285)

  • Byrd AL et al. (2018). The human skin microbiome, Nature Reviews Microbiology, 16

  • Sanford JA, Gallo RL. (2013). Functions of the skin microbiota in health and disease, Semin Immunol

  • Di Marzio L et al. (2003). Effects of yoghurt on skin and gut microbiota, J Appl Microbiol