Biyoaktif Bileşenler ve Sağlığımız

Biyoaktif Bileşenler ve Sağlığımız

Sağlık problemlerinin giderek artması, özellikle kalp hastalıkları, kanser gibi rahatsızlıkların daha sık görülüyor olması, beslenmenin sağlık üzerindeki öneminin giderek daha fazla anlaşılmasına neden oluyor. Geleneksel mutfak alışkanlıklarının değişerek çağın hızına ayak uydurması, ev yemeklerinin yerini hazır-paketli gıdaların, fast-food tarzı beslenmenin alması, özellikle çocukların ve gençlerin sağlığını da ileriye dönük olarak etkiliyor.

Oysa öğünlerin daha fazla lifli besinler, sebze, meyve, bakliyat ve tam tahıllı yiyeceklerle desteklenmesi ve sporun günlük yaşama dahil edilmesi ile kronik hastalık riskini azaltmak mümkün… Özellikle sebze, meyve ve tahıllarda ağırlıklı olmak üzere, sağlığa yararlı birçok madde bulunuyor. Bitkilerin daha uzun yaşamaları için onları çeşitli dış faktörlerden koruyan bu faydalı maddelere “biyoaktif bileşenler” adı veriliyor.

Biyoaktif bileşenler, besinlerin içinde doğal olarak bulunuyorlar. Havuçtaki beta karoten, domatesteki likopen, çaydaki kateşinler, brokolideki izotiyosiyanatlar, sarımsaktaki allisin gibi… Karbonhidrat, yağ, protein gibi insan yaşamı için elzem olmasalar da sağlığa olan faydaları tartışılmaz…

Biyoaktif bileşenler ve kaynakları

Biyoaktif bileşenler, fizyolojik ve hücresel aktiviteleri etkileyerek sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratıyorlar. Bitkisel kaynaklarda bulunan biyoaktif bileşenler, bitkinin büyümesi ve gelişmesinde çeşitli fonksiyonlara sahipler. Bitkiye özgü renk, tat ve koku özelliklerini kazandırmanın yanı sıra bakteri, virüs, mantar ve haşerelere karşı koruyucu özellik gösteriyorlar. Böylece canlının hayatta kalmasını ve zorlu yaşam koşullarına dayanma gücü kazanmasını sağlıyorlar. Az miktarda bulunsalar da bu bile sağlık üzerinde oldukça iyi etkiler yaratıyor. Meyve, sebze ve tahıllardan, dolayısıyla biyoaktif bileşenlerden fakir beslenme şekli ile hastalıklara daha açık bir hale gelebiliyoruz.

Meyve, sebze, kırmızı şarap, fındık, tam tahıllar, kuru baklagiller ve baharatlar gibi besinlerde pek çok biyoaktif bileşen bulunuyor.

Biyoaktif bileşenlerin sağlık yararları

Biyoaktif maddeler, geniş kimyasal fonksiyon ve yapıya sahip… Bunlar karotenoidler, fenolik bileşikler, glikosinolatlar, lignanlar, organosülflür bileşikleri ve bitki sterolleri gibi alt gruplara ayrılıyorlar.

Biyoaktif bileşenler ağırlıklı olarak bitkisel kaynaklarda bulunuyorlar. Yapılan araştırmalara göre meyve ve sebze ağırlıklı beslenmenin kronik rahatsızlıkları engellediği biliniyor. Koroner kalp rahatsızlığından kaynaklı ölüm oranının, soya fasulyesini sıkça tüketen Japonlarda ve meyve, sebze ve tahılların ağırlıkta olduğu Akdeniz diyetiyle beslenen kişilerde oldukça az olduğu görülmüş. Taze sebze ve meyve tüketiminin; kalp-damar hastalıkları, obezite, diyabet, iltihaplanmalar, kanser, nörolojik bozukluklar, kemik erimesi ve bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri bulunuyor. Özellikle yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan katarakt, beyin disfonksiyonu, felç gibi hastalıkların oluşum riskini azalttığı, bunun da bitkilerin yapılarında bulunan biyoaktif bileşenlerden kaynaklandığı bildiriliyor. 

Biyoaktif bileşenler, kronik hastalıkların oluşmasında rol alan serbest radikallerin yol açtığı oksidatif strese karşı koruyucu özellik gösteriyor. Çoğu, güçlü antioksidan etkiye sahip. Serbest radikallerin uzaklaştırılması, antioksidan enzimlerin devreye girmesi, DNA hasarına karşı koruyuculuk gibi birden fazla antioksidan aktivite mekanizması bulunuyor. Biyoaktif bileşenler, serbest radikaller ile doğrudan reaksiyona girerek onların diğer hücre bileşenleri ile etkileşmini engelliyorlar. 

Kombucha ve biyoaktif bileşenler

Biyoaktif bileşenlerden söz etmişken kombuchadan bahsetmemek olmaz… Uzakdoğu’nun kadim içeceği kombucha hem içindeki çaydan hem de fermantasyon ürünlerinden dolayı biyoaktif bileşenlerden oldukça zengin… 

2020 yılında yayımlanan bir araştırmada, yeşil çay veya siyah çayın 25 °C’de 10 gün fermantasyonu ile üretilen kombuchaların fenolik profili araştırılmış. Antioksidan kapasiteleri, antibakteriyel ve antiproliferatif (çoğalım önleyici) aktiviteleri belirlenmiş. Toplamda 127 fenolik bileşik (%70,2 flavonoidler, %18,3 fenolik asitler, %8,4 diğer polifenoller, %2,3 lignanlar ve %0,8 stilbenler) tanımlanmış ve 103 fenolik bileşik ilk kez kombuchada rapor edilmiş. Siyah çaydan hazırlanan kombuchada daha fazla çeşitlilik ve fenolik bileşik bolluğu tespit edilmiş. Bununla birlikte, yeşil çaydan hazırlanan kombuchanın, test edilen tüm bakterilere karşı antibakteriyel aktivite ve kanser hücre hatlarına karşı artan bir “çoğalım önleyici” aktivite sergilediği görülmüş. Bu durumun, en fazla bulunan fenolik bileşikler arasında gelen “kateşinlerin” ve özel bir bileşik olan “verbascoside”in varlığına bağlandığı da belirtiliyor. Bu nedenle kombucha tüketimi iltihaplanma ve trigliserit düzeylerinin azaltılması, antioksidan ve antimikrobiyal aktiviteler gibi çeşitli sağlık faydaları ile ilişkilendiriliyor. Kombuchanın antioksidan kapasitesi fermantasyon ile artabiliyor.

Besinlerdeki biyoaktif bileşenlerin çeşidi ve miktarı; bitkinin olgunluğuna, çevresel faktörlere, besinin nasıl işlendiğine ve saklama koşullarına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Her şeyde olduğu gibi biyoaktif bileşenleri içeren besinlerin de normal sınırlar içerisinde tüketilmesi öneriliyor. 

Son olarak biyoaktif bileşenlerden en fazla faydayı sağlamak için tek bir besine odaklanılmamasını, mümkün olabildiğince çeşitli ve renkli beslenilmesi gerektiğini de hatırlatalım.

Kombucha, bilinen en yoğun doğal probiyotik kaynağı ve aynı zamanda prebiyotik, antioksidan ve B-vitamini deposu… Klasik olanın yanında, bitki ve baharatlarla tatlandırdığımız 5 farklı çeşit kombucha ile alışılagelen içeceklere, lezzetli ve sağlıklı alternatifler sunuyoruz… 

Kaynaklar:

www.dokam.itu.edu.tr 

Marcel Cardoso de Noronha (Advisor: Frederico Augusto Ribeiro Barros) “Kombucha Bioactive Compounds”, Unıversidade Federal De Viçosa Centro De Ciências Exatas E Tecnológicas Departamento De Tecnologıa De Alimentos, 24.06.2020.

Araş. Gör. Banugül Barut Uyar, Prof. Dr. Metin Saip Sürücüoğlu, “Besinlerdeki Biyolojik Aktif Bileşenler”, Beslenme ve Diyet Dergisi / J Nutr and Diet 38(1-2):69-76/2010.

Rodrigo RezendeCardoso, Rafaela OliveiraNeto, Carolina Thomazdos Santos D’Almeida, Talita Pimentado Nascimento, Carolina GirottoPressete, LucianaAzevedo, Hercia Stampini DuarteMartino, Luiz ClaudioCameron, Mariana Simões LarrazFerreira, Frederico Augusto Ribeiro deBarros, “Kombuchas from green and black teas have different phenolic profile, which impacts their antioxidant capacities, antibacterial and antiproliferative activities”, Food Research International, Volume 128, February 2020, 108782. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir