Aromatik Yağların Sihirli Dünyasına Hoş Geldiniz…

Kadim uygulamalar giderek daha fazla modern hayata dahil oluyor. Sağlık sorunları, modern tıbbın tedavi yöntemlerinin yanında geleneksel tedavi ile de destekleniyor. Aromaterapi de bu geleneksel yöntemlerden biri…

Aromaterapi, “koku” anlamına gelen “aroma” ile tedavi anlamına gelen “terapi” kelimelerinden türetilmiş… İşin özünde, kokulu yağlar kullanarak kişinin zihnini, bedenini ve ruhunu doğal yoldan iyileştirmek yatıyor. 

Mısır, Çin ve Hindistan gibi eski uygarlıkların en az 6000 yıldır kullandıkları bu yöntem, günümüzde de dünyanın hemen her yerinde tamamlayıcı tedavi olarak uygulanıyor…

Kokular hayatımızda çok önemli bir yere sahip, öyle ki bize bazen bir kişiyi, bazen bir olayı, bazen bir anı hatırlatıyorlar… Uçucu yağlar da kendilerine has karakteristik kokularıyla farklı hisler uyandırırken, bizleri adeta kendi sihirli ve şifalı dünyalarına davet ediyorlar…

Çok sevgili Vedat Ozan’ın bir dersinde öğrendiğimiz güzel bir bilgiyi paylaşalım sizlerle:
Kolular beyinde, hatıraların depolandığı yere komşu bir noktaya ulaşıyor. Yani bir kokuyu ilk duyumsadığınızda o an içinde olduğunuz hal ile o koku neredeyse birbirlerine kitlenerek beyne yazılıyorlar. Sonrasında ne zaman aynı kokuyu duyumsasanız, sanki o ilk ana geri döndüğünüzü hissediyorsunuz.
Eminiz içinizde bu durumu yaşayan çoktur.

Uçucu yağların kaynağı şifalı bitkiler

Aromaterapide; bitkilerin çiçeklerinden, yapraklarından, saplarından, meyvelerinden ve köklerinden çıkarılan ve ayrıca reçinelerden elde edilen uçucu yağları kullanılıyor. Distilasyon, uçucu yağların elde edilmesinde en çok kullanılan yöntem. Yağın saf bir şekilde ayrılmasını sağlıyor. Su buharı ile uçucu yağ sürükleniyor, böylece diğer uçucu olmayan bileşiklerden ayrılıyor. Uçucu yağlar karakteristik, genellikle oldukça hoş olan kokularıyla tanınıyor ve yağ görünümünde olduklarından “esans” veya “eterik yağ” olarak da adlandırılıyorlar. Bu yağların içerisinde doymuş ve doymamış hidrokarbonlar, alkol, aldehidler, esterler, eterler, ketonlar, oksit fenoller ve terpenler bulunuyor. Gül ya da zambağı kokladığımızda algıladığımız kokunun, içerdikleri uçucu yağlardan dolayı olduğunu da söyleyebiliriz…

Uçucu yağlar, emici bir kağıda damlatılıp açıkta bırakıldıklarında çoğu hiçbir iz bırakmadan buharlaşıp kaybolur. 

Bitkilerde bulunan bu esansların asıl var oluş amaçlarının; bitkilerden buharlaşarak su kaybını engellemek, böcekleri adeta bir mıknatıs gibi çekerek tozlaşmanın başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak ve bitkileri başta böcekler olmak üzere otçul hayvanlar, mikroorganizmalar ve mantarlar gibi birçok zararlıya karşı korumaktır. Özellikle terpenler zehirli olduklarından bitkiyle beslenen birçok memeli ve böcekler üzerinde caydırıcı etki yaparlar. Bu nedenle bitki savunmasında önemli roller üstlenirler. 

Uçucu ve sabit yağlar

Uçucu yağların, aromatik bitkilerden elde edilerek kendilerine has koku ve tatlarının yanı sıra uçucu özelliğe sahip olduklarını belirtmiştik… Sabit yağlar ise çoğunlukla bitkilerin depo maddesidir ve bitkilerin tohum, meyve ya da çekirdeklerinin basınç altında ezilmesi ile elde edilir.  Zeytinyağı, hindistancevizi yağı, tatlı badem yağı gibi yağlar sabit yağlar olup uçucu yağları seyreltmek için taşıyıcı olarak kullanılırlar… Soğuk sıkım yöntemi yağın içindeki değerli maddeleri koruduğu için bu yöntemle elde edilen yağların tercih edilmesi gerektiğini de hatırlatalım… 

Aromaterapide yağların kullanımı

Uçucu yağlar, başta parfüm sektöründe olmak üzere kozmetik amaçlı olarak cilt ve saç bakım ürünlerinde de sıkça yer alıyorlar… Terapi amaçlı kullanımlar çeşitli şekillerde olabiliyor. Uçucu yağlar suya damlatılarak mumlu buhurdanlıkta veya difüzörde buharlaştırılarak ortama koku vermesi için kullanılabilir, sıcak suya damlatılarak buğusu solunabilir, küvetteki sıcak suya ilave edilerek banyo yapılabilir ya da taşıyıcı bir yağda seyreltilerek masaj ile bedene uygulanabilir.

Uçucu yağlar güçlü fizyolojik etkilere sahip olmaları nedeniyle nadiren dahili olarak kullanılır ve bu uygulama klinik aromaterapistlerin işidir doğrusu.

Cilt üzerine direkt uygulandığında ise alerjiye neden olabilirler. Masaj amacıyla kullanılan uçucu yağlar sabit yağda seyreltildikten sonra uygulanmalıdır. Uçucu yağların gözle temasından da kaçınmak gerekiyor… 

Aromaterapi nasıl çalışır?

Uçucu yağların yüzyıllardır hastalık, bakteri, virüs ve mantardan uzak durmak için kullanılan çok güçlü organik bitki kimyasalları olduğu biliniyor. Bu yağların çok yönlü sağlık faydaları olduğu, antibakteriyel, antiviral, antienflamatuar etkileri ve hormonları uyarıcı, duygusal olarak sakinleştirici, dolaşım rahatlatıcı etkisi, hafıza ve dikkati artırıcı, bağışıklık güçlendirici etkileri yapılan araştırmalarla doğrulandı. Cilde uygulanan yağların deri altı dokulara ulaşma potansiyeli, aromaterapinin temel noktalarından biri… Solunduğu zaman ise burun içindeki koku algılayıcı hücreler ile etkileşime girdikten sonra oluşan sinyal, önce koku soğancığına geliyor ve koku sinirleri vasıtasıyla beynin ilgili kısımlarına iletiliyor. Bu sinyaller beynin, serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonları olarak da bilinen kimyasalların serbest bırakılmalarına neden oluyor…

Son yıllarda, aromaterapinin bütüncül tıptaki kullanımı yaygınlaştı. Uçucu yağların kanser ve uyku bozuklukları tedavisinde kullanma eğilimi ise artıyor. Uçucu yağların stresi hafiflettiği, bedeni tazelediği, en önemlisi de insana kendini iyi hissettirdiği tartışılmaz… 

Temelde uçucu yağlar, kilolarca hatta bazen tonlarca bitkinin işlenmesine rağmen oldukça az miktarda elde ediliyorlar. Bu yağlar, bitkilerin özü oldukları için etki güçleri oldukça yüksek ve bu nedenle dikkatle kullanılmaları gerekiyor. Özellikle tansiyon hastalarının, hamile ve emziren kadınların, cilt tahrişi olan kişilerin bu yağları kullanmadan önce mutlaka bir aromaterapi uzmanına danışmalarında fayda var… 

Çok uzun süredir üzerinde titizlikle çalışarak hazırladığımız “Aromaterapi” serimizde çok değerli sabit ve uçucu yağlar yer alıyor… Tüm yağlarımız elbette ki %100 saf ve katkısız… Bunun için soğuk sıkım ve buhar distilasyonu yöntemlerini tercih ettik. Bu sayede, içlerinde yer alan değerli bileşenleri ve yağların kendilerine özel kokularını en iyi şekilde muhafaza ederek sizlere ulaştırmayı hedefledik… 

Kaynaklar:

K. Husnu Can Baser, “Uçucu Yağlar ve Aromaterapi”, Fitomed,2009-7, s. 8-25.

Çiğdem AYDIN, Ramazan MAMMADOV, “İnsektisit Aktivite Gösteren Bitkisel Sekonder Metabolitler ve Etki Mekanizması”, Marmara Pharmaceutical Journal 21: 30-37, 2017.

BabarAli,Naser Ali Al Wabel, Saiba Shams, Aftab Ahamad,Shah AlamKhan,FirozAnwar, “Essential oils used in aromatherapy: A systemic review”, Asian Pacific Journal of Tropical Biomedicine, Volume 5, Issue 8, August 2015, Pages 601-611.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir